Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

130 Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Cumhuriyet Savcısı ve Mahkemelerin Bilgi ve Belge ... dolayı kamu görevlisi olarak kabul edilmektedirler. 87 CMK m. 332/2 uyarınca istem yazısında; isteme aykırı hareket etmenin Türk Ceza Kanunu’nun 257’inci maddesine aykırılık oluşturabileceğinin yazıl- masını da bu şekilde anlamak gerektiği kanaatindeyim. Yani kanun koyucu, Cumhuriyet savcısı ve ceza mahkemesinin bilgi ve belge iste- mine verdiği özel önem gereği, bu isteme aykırı hareket eden kişileri, kamu görevlisi gibi cezalandırmaktadır. Diğer bir deyişle görevi kötü- ye kullanma suçundan dolayı sorumlu tutmaktadır. 88 CMK m. 332/2’de bilgi istenen yazıda, isteme aykırı hareket etme- nin TCK m. 257’ye aykırılık oluşturabileceğinin yazılacağı belirtilmiş- tir. “ Oluşturabileceği ” ifadesi, yani görevi kötüye kullanma suçunun oluşmasının bir ihtimal olarak belirtiliyor olmasının, bu suçtan dolayı mahkûmiyet hükmünün kurulabilmesinin, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunmasına ya da kişilere haksız bir menfaat sağlan- masına bağlı olması ile ilgili olduğu kanaatindeyim. Bu noktada hemen belirtelim ki isteme aykırı davranmak, en azından soruşturmanın veya ceza davasının uzaması ve yeni tebligat masraflarının meydana gel- mesi sonuçlarını doğuracağından, bu davranışın kamunun zararına neden olacağı kuvvetle muhtemeldir. Öte yandan somut olayda yuka- rıda yer verdiğimiz belge isteme yetkisinin istisnalarından birinin bu- 87 Aydın, s. 123. 88 Benzer yönde bkz. Ünver/Hakeri, C. 3, s. 2124. Aksi yönde bkz. “Akbank TAŞ’nin özel hukuk statüsüne tabi olması nedeniyle Ceza hukuku uygulamasında ‘kamu görevlisi’ sayılmayan ve ‘kamu görevlisi gibi’ cezalandırılması olanağı bulunmayan sanığın,... Cumhuriyet Başsavcılığının 06.06.2012 tarihli müzekkeresine cevap verilmemesi üzerine yetkilisi olduğu il- gili banka şubesine 06.09.2012 ve 04.12.2012 tarihlerinde tekit yazıları yazıldığı, yazılarda CMK’nın 332. maddesi şerhine yer verilmesine rağmen gereğini yerine getirmemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15/3. maddesine göre bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceği ancak suçtan dolayı yaptırım uy- gulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceği nazara alın- dığında fiilin aynı Kanun’un 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış ni- teliğinde olduğu, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Kanun’un 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık soruşturma zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nede- niyle 5326 sayılı Kanun’un 20. maddesi gereğince sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına 29/05/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi”. 5. CD, E. 2015/1101, K. 2019/5891, T. 29.05.2019 (www.kazanci.com ).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1