Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

134 Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Cumhuriyet Savcısı ve Mahkemelerin Bilgi ve Belge ... hareketle şüpheli ya da sanık ile belli akrabalık ilişkisine sahip olanlar, şüpheli ya da sanıkla aralarındaki mektup ve belgeleri adli mercilere vermek zorunda değildir. Kanun koyucu, ayrıca meslekleri veya sü- rekli uğraşıları dolayısıyla şüpheli ya da sanıkla belli bir ilişki içine giren kişileri de aynı korumadan yararlandırmaktadır. Şüpheli ya da sanıkla akrabalık ilişkisi bulunanlar, kendi rızaları ile istenilen belge- yi verebilirler. Buna karşın avukat veya stajyerleri veya yardımcıları haricinde meslek veya sürekli uğraşı nedeniyle şüpheli ya da sanıkla ilişki içine olan kişiler ise şüpheli veya sanığın rıza göstermesi halinde istenilen belgeyi vermek zorundadır. Öte yandan bu belgelerin, doğ- rudan doğruya şüpheli veya sanık hakkında olması gerekmemektedir. Son olarak 5187 sayılı Basın Kanunu m. 12 gereğince sürekli yayın sa- hibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, haber kaynaklarına ilişkin belge- leri adli mercilere vermek zorunda değildir. Kanun koyucu Cumhuriyet savcısı ve mahkeme tarafından isteni- len bilgi ve belgenin verilmemesini görevi kötüye kullanma suçu kap- samında değerlendirmektedir. Görevi kötüye kullanma suçu yalnız- ca kamu görevlilerinin fail olabildiği özgü bir suçtur. Kamu görevlisi kavramı 5237 sayılı TCK’da “ kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak açıklanmıştır. Bu tanıma göre kamu görevlisi olma- nın iki temel unsuru bulunmaktadır: kamusal faaliyetin varlığı ve bu faaliyete katılım. Belge istemi, bir suçun soruşturulması ve kovuştu- rulmasına ilişkin olduğuna göre ortada bir yargısal faaliyet vardır ki bu faaliyetin, bir kamusal faaliyet olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Buna karşın CMK m. 332 uyarınca kişilere yüklenen sorumluluk, belge vermeden ibarettir. Kanaatimizce buradaki yargı faaliyetine katılım, bir kamusal faaliyetin yürütülmesine katılım anlamına gelecek yoğun- lukta değildir. Bu sebeple CMK m. 332 kapsamında belge veren kişile- rin kamu görevlisi olmadıkları kanaatindeyim. Aksi halde özel hukuk yargılaması sırasında istenen bilgi ve belgeyi temin edenin de kamu görevlisi sayılması gerekecektir. Bu durum ise kamu görevlisi sıfatını, kabul edilemez bir genişliğe ulaştırmaktadır. CMK m. 332 kapsamında hazırlanan istem yazısına aykırı davran- manın görevi kötüye kullanma suçuna neden olabilmesi, kanun koyu- cunun ceza siyaseti gereğidir. Daha açık bir ifadeyle kanun koyucu, Cumhuriyet savcısı ve ceza mahkemesinin bilgi ve belge istemine yük-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1