Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

145 TBB Dergisi 2020 (151) Murat Buğra TAHTALI Usulü Kanunu’nun (İYUK) “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde yer alan “… konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı is- tinaf yoluna başvurulamaz” hükmü, beş bin Türk Lirası’nın altındaki bir bedele ilişkin uyuşmazlıklar hakkında karar veren idare ve vergi mahkemelerinin kararlarının kesin olduğunu (istinaf veya temyiz yo- luna başvurulamayacağını) açıkça belirtmektedir. Aynı Kanun’un 51. maddesinde düzenlenen “Kanun Yararına Temyiz” 10 yoluna da sadece ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Baş- savcı tarafından 11 başvurulabileceği düzenlenmiş, maddenin üçüncü fıkrasıyla da bu kararların Resmî Gazete’de yayımlanacağı belirtilmiş- tir. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, idari yargıda yerel mahkemeler tarafından verilen ve konusu beş bin Türk Lirası’nın altında olan kararlardan sadece ilgili bakanlık tarafından yönlendiri- len veya Danıştay Başsavcısı tarafından re’sen kanun yararına temyiz edilen kararların Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve böylece kamuoyu tarafından bilinebilir hale geleceği anlaşılmaktadır. Bunlar dışındaki kararların da herkesin erişimine açılması, kararların aleniliği bakımın- dan en az yüksek mahkemelerin kararları kadar gereklidir. Aynı durum, adli yargıda hukuk ve ceza mahkemelerinin bazı ka- rarları için de geçerlidir. Şöyle ki Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 341. maddesinde miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geç- meyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olacağı açıkça ifa- de edilmiştir. (HMK m. 341/2) Ancak bu kısmın devamında manevi 10 İYUK m. 51: “(1) İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak ver- diği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulu- nan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsav- cı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir. (2) Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kal- dırmaz. (3) Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmî Gazete’de ya- yımlanır”. 11 İlgililerin, kanun yararına temyiz başvurusunda bulunmak için Danıştay Başsav- cısından talepte bulunmalarının mümkün olduğu ancak Başsavcının bu taleple bağlı olmadığı belirtilmektedir. Bilgi için bkz. Bahtiyar Akyılmaz, Murat Sezginer, Cemil Kaya, Türk İdari Yargılama Hukuku, Savaş Kitabevi, Ankara, 2018, s. 888.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1