Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
12 Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Yargısal Denetimi: İlk Kararlar - İlk İzlenimler CBK ile düzenleme yapılabilir” denilmektedir (n° 29). O halde her ne kadar Anayasa’nın 123. maddesi idarenin kuruluşunun kanunla olması gerektiği kuralını getirmekteyse de CBK ile Anayasa’nın diğer madde- lerinde özel olarak görevlendirilme söz konusu olduğunda, bu görev- lendirmeye uygun düzenleme yapabilecektir. Yani CBK ile bakanlık- lar ya da kamu tüzel kişilikleri kurulabilecektir. Anayasa Mahkemesi, CBK’yla, Anayasa’nın 106. maddesi ile verilen yetkiye dayanılarak ve fakat yetki verilen konularla sınırlı olmak üzere 123. madde hükmün- de belirtilen hususlarda, yani idarenin kuruluş ve görevleri ile ilgili konularda, CBK ile düzenleme yapılabileceğini belirtmiş (K.2020/5, n°30-31) ve nihayetinde iptali talep edilen kuralın, “ Anayasa’nın 123. maddesiyle bağlantılı olarak ”, m.104/17’nin üçüncü cümle hükmüne ay- kırı olmadığına kanaat getirmiştir. İncelenen kararlardan birincisinde ve üçüncüsünde ise kamu tü- zel kişiliği bulunmayan, bakanlık niteliğinde de olmayan “danışma kurulları” söz konusudur. Birinci karar (K.2020/4), YAŞ’ın sekretarya hizmetlerini yürütmekle görevlendirilecek merciin Cumhurbaşkanı tarafından belirleneceğine dair kurala ilişkin olduğundan, Mahkeme dava konusu kuralın idari yapının kurulması ya da görev ve yetki- lerinin belirlenmesinin söz konusu olmadığına hükmetmiştir (n°23). Devamında ise “(...) sekretarya hizmetlerini yürütecek merciin belirlenme- si AY’nın 123. maddesi (...) hükmü kapsamında münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konular dan değildir” demiştir. Bu şekilde, kara- rın 11. paragrafında belirtilmiş olan, kanunun mahfuz alanının varlı- ğı teyit edilmiş ve olaya uygulanmıştır. Kararda mahfuz alan tespiti olumlu olmakla birlikte, olaya uygulanması eleştiriye açıktır. Nitekim Hasan Tahsin Gökcan da karşı oy yazısında, sekretarya hizmetlerini görecek merciin belirlenmesinin yürütme yetkisine ilişkin olduğunu; ancak Anayasa’nın 123. maddesinde düzenlenen kanuni idare ilkesi çerçevesinde bakıldığında sekretarya hizmetlerinin bir mercie tevdi- inin de idarenin düzenlenmesi kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini ve dolayısıyla dava konusu kuralın, Anayasa m.104/17’nin üçüncü cümlesine aykırı olduğunu belirtmektedir. Anayasa Mahkemesi, “ kurulun sekretarya hizmetlerini yürütecek mer- ci, YAŞ’ın görev ve yetkileri çerçevesinde gerçekleştirilen toplantıların organize edilmesi gibi daha çok kurulun iç işleyişinin düzenli bir şe- kilde yürütülmesini sağlamakla görevlidir” açıklamasıyla (n° 29), as- lında sekretaryanın “etkisiz” olduğu düşüncesini ortaya koymaktadır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1