Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

192 İcra ve İflas Kanunu m. 362/a Hükmü ve Süreli Haczedilmezlik zor sıkıntılar yarattığı belirtilmiştir. Bu bağlamda ele alındığında, ka- nun koyucunun m. 362/a hükmü ile istediği amaca yönelik düzenle- me getirdiği gözlemlenecektir. Kanun koyucunun takipte sadece bir tarafı koruyucu hükümler getirdiğini söylemek ise doğru olmaz. Çıkarılan kanun tümüyle de- ğerlendirilmelidir. Ancak bu yapılırsa kanundaki “ menfaat dengesinin ” varlığı ya da yokluğu tartışılabilecektir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 362/a maddesinde geçen “… haczedilir .” ifadesi kanımızca, taraflar arasında bulunması gereken menfaat den- gesi de dikkate alındığında “… muhafaza altına alınır ” şeklinde yorum- lanmalıdır. Zira maddenin getiriliş amacı, özel okullar ile yurtların ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının fiilen haczedilip muhafaza altına alınarak eğitim-öğretim faaliyetini sona erdirmemek, bu sayede öğrencilerin olumsuz etki altında kalmalarını engellemek- tir. Bu yöndeki bir yorum, özel okul ve yurtların mallarının sadece kaydî haczine imkân sağlayacak ve alacaklının takip içerisindeki hak- larının da dikkate alındığını gösterecektir. Örneğin, özel okulun mül- kiyetinde olan okul binasının tapu kaydına icra dairesi tarafından ha- ciz konması, eğitim-öğretim dönemi içinde bile olsa öğrencilerin ya da o kurumlardan hizmet satın alanların yahut bu kurumlarla bağlantılı işler yapanların haklarına zarar vermeyecektir. Okulun binasına tapu kaydında haciz kondu diye hiçbir öğrencinin haklarının muhtel olma- sı söz konusu olmaz. Benzer şekilde, okulun mülkiyetinde bulunan ve öğrenci servisi olarak kullanılan araçların sicillerine haciz konması, servis aracının öğrenci taşıma işlerinde kullanılmasına engel olmadığı için öğrenciler aleyhine bir zarar yaratmayacaktır. Hatta taşınır malla- rın okul binası içinde icra memurları tarafından haczedilmesi, okulun demirbaş kayıtları üzerinden yapılabilecekse bu yolla başvurulması, öğrencilerin durumdan haberdar edilmeden ve etkilenmeden haciz işleminin uygulanmasına olanak sağlayabilecektir. Verilen bu örnek- ler elbette çoğaltılabilir. Tüm bu örneklerin temel çıkarım noktası, bilhassa taşınır malların haczedilip muhafaza altına alınması halinde öğrencilerin eğitim-öğretimlerinin sekteye uğrayıp zarar görebileceği- dir. Muhafaza altına alınmadan kayden yapılan haciz işleminde çoğu zaman öğrencinin haberi dahi olmayacağından hakları da muhtel ol- mayacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1