Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
219 TBB Dergisi 2020 (151) Tuğçe ARSLANPINAR TAT de verilebilir (İİK m.110/1). Ancak icra dairesinin vaktinden evvel kendiliğinden satışını yapacağı kıymeti hızla düşen ve muhafaza mas- rafları fazla olan malların satışı için yapılacak masrafların kim tara- fından ve ne şekilde ödeneceğine dair kanunda bir açıklık bulunmaz. Alacaklının icra dairesinden talep ettiği haciz, haczedilecek malların niteliğiyle ilgili bir seçim hakkını içermez. Alacaklı, alacağına karşılık teşkil edecek tutarda borçlu malının haczedilmesini talep eder ve icra dairesi, bu tutara karşılık gelecek malların haczedilebilir olup olma- dığını, taraf menfaatlerini gözeterek belirler 57 ve haczi gerçekleştirir. Her ne kadar alacaklı, haciz talebini sunmuş olsa da bu haciz talebi içinde satış iradesini doğrudan barındırmaz. Zira haciz talebi için ön- görülen süreler ve talep hakkıyla, satış için öngörülen süreler ve talep hakkı, birbirinden bağımsız olarak kanunda düzenlenmiştir. Dolayı- sıyla alacaklı, borçluya ait malvarlığı unsurlarının haczini talep etmiş ve fakat satış iradesine henüz sahip olmayabilir ya da başta bu iradey- le hareket etmiş ancak satış süresi içerisinde bu düşüncesi, değişiklik göstermiş olabilir. Ancak bütün bu ihtimaller, haciz talebiyle harekete geçen icra dairesinin, kıymeti hızla düşen veya muhafaza masrafları fazla olan malları haczetmek yönünde takdir yetkisinin bulunmadı- ğı anlamına gelmez. İcra dairesi bu malları haczettikten sonra, değer kaybı ve oluşabilecek muhtemel zararların önüne geçerek malların sa- tışını gerçekleştirmelidir. Aksi halde malların olağan süreçte satılması halinde doğabilecek zararlar hem alacaklının alacağına kavuşmasını engelleyecek hem de borçlunun malları adeta yok yere haczedilmiş olacaktır. Bunun yanında, icra dairesinin vaktinden evvel kendiliğin- den satış yapmamış olması yüzünden meydana gelen zararların kar- şılanması amacıyla tazminat davası açılması da söz konusu olabilir. İcra dairesi satışı yaptıktan sonra, alacaklının satış yönündeki iradesini beyan ederek satış talep edeceği zamana kadar veya borçlunun satış talep edeceği süreye kadar satış tutarını bekletmelidir. Bu bağlamda icra dairesi vaktinden evvel kendiliğinden satış kararı aldığında bu sa- tışın masraflarının hazineden karşılanması gerektiğini düşünüyoruz. Zira kendiliğinden satışın arz ettiği ivedilik sebebiyle hâlihazırda sa- tış talep etmemiş olan taraflardan masrafların ödenmesini istemek, bu yönde taraflara süre vermek vakit kaybına yol açar. Masrafların hazi- 57 Özçelik, s.311.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1