Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

248 Borçlunun Talebiyle Satış surette belirtilmemiş olsa da alacaklı satış talep etmekle borçlu satış ta- lep edemez. Zira bu durumda artık borçlu bakımından satış talep edil- mesinde hukukî yarar bulunmaz. Borçlunun satış talep etmesindeki hukukî yarar, alacaklı satış talebinde bulunmadıysa söz konusu olur. Alacaklının satış talebinde bulunması satış masraflarının peşin veya kendisine icra dairesi tarafından verilecek sürede (İİK m. 110) ödenmesine bağlıdır. Alacaklı peşin olarak veya kendisine verilen sü- rede satış masraflarını ödemezse bunun sonucu haczin kalkmasıdır. Haczin kalkması sonucunda borçlu hem malvarlığındaki tasarruf yet- kisine tekrar kavuşacağından hem de alacaklı ile haciz üzerindeki kar- şılılık konumu sona ereceğinden artık satış talep edemez. Ancak ala- caklı satış talep ettikten sonra bu talebinden vazgeçmişse, bu durum haczin kalkması sonucunu doğurmadığından ve bu sonuç itibarıyla hacizli mal varlığı üzerinde alacaklı ile borçlunun karşılılık konumunu ortadan kaldırmadığından borçlunun satış talebinde bulunması müm- kündür. Borçlu satış talebini aleyhine takip yürütülen icra dairesine yönelik beyanda bulunarak gerçekleştirir. Haczedilen malların bir başka yerde bulunması fark yaratmaz. Yukarıda belirttiğimiz iki husus önemlidir; alacaklının henüz satış talep etmemiş olması, diğeri ise haczin sürenin kaçırılması veya başkaca sebeplerle (şikâyet vs.) varlığını kaybetme- miş olması. Borçlunun satış talebi alacaklının onayına bağlı değildir. Alacak- lı icra dairesinin borçlu talebi doğrultusunda satışa karar verdiği du- rumda ancak verilen kararın menfaatini ihlal ettiği gerekçesiyle şikâyet yoluna başvurabilir. Borçlu haczedilen mallarından bir kısmının satışını istemekle yeti- nebilir. 31 Kanun koyucunun İcra ve İflâs Kanunu’nda (m. 85) haciz iş- lemine ilişkin çok açık ifadeler içermese bile bazı sıralamalar (öncelik- leri) yaptığı hukukumuzda genel kabul görmektedir. 32 Ancak kanun 31 Suter, s. 1143; Schlegel/Zopfi, s. 760. 32 Hukukumuzda m. 85’in özellikle icra dairesinin alacaklı ile borçlu menfaatleri- ni temin etmesini ifade eden son fıkrası dolayısıyla borçlunun çekişmesiz taşınır mallarının çekişmesiz taşınmaz mallarından evvel haczedilmesi gerektiği düşün- cesi baskındır. Kudret Aslan, Hacizde Sıra, AÜHFD 2005 Cilt: 54, Sayı:2, (269-318), s. 290. Nitekim İsviçre İİK m. 95 hükmünün başlığı dahi hacizde sıradır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1