Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
21 TBB Dergisi 2020 (151) Fatma Didem SEVGİLİ GENÇAY “sekretarya” başlıklı 6. maddesinde Yüksek Askeri Şuranın sekretarya hizmetlerini Milli Savunma Bakanlığının yürüteceği öngörülmektey- di. CBK ile de Milli Savunma Bakanlığı olmasa bile, bir merciin belir- lenmiş olması gerekirdi. Nasıl ki kanunlar söz konusu olduğunda, ida- renin düzenlemesine bırakılacak konuların en azından ana hatlarıyla belirlenmesi gerektiği kabul edilmekteyse 38 , CBK’nın da konusunu “düzenleme” zorunluluğunun bulunduğuna karar vermesi gerekir- di. 39 CBK’nın, bir konuyu, hiçbir kural koymadan Cumhurbaşkanı ka- rarına bırakması, CBK alanının Cumhurbaşkanı kararına terki niteli- ğindedir ve Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa, ilk-el düzenleme imkânını sadece CBK’ya tanımıştır. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi, oybirli- ği ile kuralın Hukuk Devleti ilkesine aykırı olmadığına hükmetmiştir. Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin seçimi ve üyelere yapılacak öde- melere ilişkin üçüncü kararda da benzer bir sorun görülmektedir. Bu kararda öncelikle hukuk devleti (n° 23) ve belirlilik ilkeleri tanımlan- mış, belirlilik ilkesinin sadece yasal belirliliği değil, daha geniş anlam- da hukuki belirliliği ifade ettiği belirlenmiş ve şu sonuca ulaşılmıştır: “ asıl olan, muhtemel muhataplarının mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini öngörmelerini mümkün kılacak bir normun varlığıdır ” (n° 24). Kararın 25. paragrafında dava konusu kuralın belirli- lik ilkesine aykırılık teşkil edip etmediği incelenmiş ve kurul üyelerinin “ millete ve devlete hizmeti geçmiş, bilgi ve birikim sahibi kişiler arasından ” seçilecek olması, keyfi uygulamalara karşı yeterli önlem olarak kabul edilmiştir. Kurul üyelerinin sayısının belirtilmemiş olması ile ilgili olarak ise “ kişilerin kuralın kendileri için doğuracağı sonuçları öngöreme- melerine neden olacağı veya idare bakımından kuralı belirsiz, anlaşılmaz ve 38 Emre Akbulut, Türk İdare Hukukunda Kanuni İdare İlkesi, Beta Basım Yayım, İstanbul, 2013, s.243; AYM, 02.06.2009 tarih ve E.2004/85, K.2009/69: “yasayla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz edilmesi değil, bunların yasa metninde kurallaştırılmasını ve çerçevenin çizilmiş olmasını ifade eder”.AYM, 21.02.2008 tarih ve E.2005/10, K.2008/63: “yasa ile yet- kilendirme, Anayasa’nın öngördüğü biçimde yasayla düzenleme anlamına gel- mez”. 39 Zühtü Arslan, karşı oy yazısında, YAŞ’ın sekretarya hizmetlerini yürütecek merci- in belirlenmesi yetkisinin Cumhurbaşkanına verilebileceğini ancak bunun kanun- la yapılması gerektiğini belirtmektedir. Yusuf Şevki Hakyemez de aynı şekilde dava konusu ibarenin içerik bakımından Anayasaya uygun olduğu görüşünde- dir. Oysaki belirlilik ilkesi nedeniyle bu yetkilendirme kanunla dahi yapılamaya- caktır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1