Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

297 TBB Dergisi 2020 (151) Ferhat CANBOLAT / Günhan GÖNÜL KOŞAR AİHM’nin yerleşik içtihadına göre basının ifade özgürlüğü ile özel yaşama saygı gösterilmesini isteme hakkının karşı karşıya geldiği du- rumlarda başvurulacak ölçütler, i) yayının kamu yararının bulunduğu bir tartışmaya katkıda bulunup bulunmadığı, (ii) ilgili kişinin ne kadar tanınır olduğu/ kamuya mal olmuş olup olmadığı ve yayının konusu, (iii) ilgili kişinin önceki davranışları, (iv) yayının içerik, biçim, ve so- nuçları ve (v) fotoğraf söz konusu ise, çekildiği koşullardır. Yargıtay, basın yoluyla kişilik hakkının ihlalinde hukuka uygun- luk sebeplerinden üstün nitelikte kamu yararını ise şu ölçütler ışığında açıklamaktadır: (i) görünür gerçeklik (ii) kamu yararı ve toplumsal ilgi (iii) güncellik ve (iv) öz biçim arasındaki dengedir. Yargıtay’ın getirmiş olduğu bu ölçütlerin son derece isabetli oldu- ğu kanaatindeyiz. Öncelikle yayının yapıldığı anda belirlenen ve var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olgular şeklinde zikredilen “görünür gerçeklik” ölçütüne katıl- maktayız. Öte yandan “kamu yararı ve toplumsal ilgi” biçiminde ifade edilen ölçütün hem formasyonuna hem de içeriğine ilişkin şunları be- lirtmek zaruridir: Öncelikle, “toplumsal ilgi” AİHM kararlarında ol- duğu gibi ayrı bir ölçüt olarak belirlenmeli ve bu kavramdan kamuda rol oynayan kimse olan kamuya mal olmuş kişi anlaşılmalıdır. Bu öl- çüt özellikle, özel yaşam alanı ile resim kişisel değerlerinin ihlal edilip edilmediğini belirlemede büyük rol oynayacaktır. Önemli bir husus olarak, “kamu yararı” kavramının içeriği yargı içtihatları ile doldurulmalıdır. Yargıtay’ın getirmiş olduğu bu ölçütler “üstün nitelikte kamu yararı” kenar başlıklı bir hukuka uygunluk se- bebinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Hal böyle iken, bir alt baş- lık olarak bu derece belirsiz bir şekilde kamu yararı ifadesi kolaycılık olarak değerlendirilebilir. Bu noktada, “kamu yararının bulunduğu tartışmaya katkı” biçiminde bir ölçüt getiren ve çeşitli kararlarında bu ölçütün içini dolduran AİHM örnek alınabilir ya da Yargıtay kendi kri- terlerini kullanmak suretiyle bunu başka bir şekilde somutlaştırabilir. Yayına konu olan olayın yakın zamanda gerçekleşmiş olması ya da yakın zamanda gerçekleşmiş olmasa bile olayın etkilerinin hala canlı- lığını koruyor olması şeklinde ifade edilebilen “güncellik” ve konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık biçiminde de dile getirilen bu ölçüt, haberin içeriği ve şeklin birbirine uygun olması anlamına gelen “öz

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1