Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
298 Basın Yoluyla Kişilik Hakkının İhlalinin Tespitinde Kullanılan Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları ... biçim arasındaki denge” de ışık tutacak nitelikte ölçütlerdir. Özellikle öz biçim arasındaki denge isabetli uygulanıp uygulanmadığını belir- lemenin zor olduğu ama bir o kadar da önemli bir ölçüttür. Zira bir yayın, görünür gerçeğe uygun, güncel, kamu yararı ve toplumsal ilgi- ye konu olsa bile öz ile biçim arasındaki dengenin aşılması halinde bu yayın, basın özgürlüğü korumasından yararlanmaya layık bulunama- yacaktır. Bu nedenle haberin veriliş biçimi ve kullanılan ifadeler önem taşır. Öz biçim dengesi sağlanmayarak ihlale maruz kalma tehlikesi en fazla olan kişisel değer şeref ve haysiyet olup bu ölçüt kendisini en çok eleştiri ile hakaret sınırının ne tarafında olunduğunun belirlendiği durumlarda gösterir. Mahkemeler bu tespiti yaparken herkesin kişilik hakkını korumaya eşit derecede önem göstermeli, ilgili korumayı ta- rafların sahip oldukları siyasi vb. güçle ilişkilendirebilecek pozisyon- dan bağımsız sağlamalı ve kararlarını mevcut siyasi ya da ekonomik konjonktürü göz ardı etmek suretiyle vermelidir. Bu değerlendirmelerin ışığında kişilik haklarının ihlalini tespite yönelik değerlendirme yaparken Yargıtay, AİHM kararlarında zik- redilen “bilginin elde ediliş yöntemi” ve “ilgili kişinin önceki davra- nışları” ölçütlerini de ihlal edildiği öne sürülen kişisel değere göre – özellikle özel yaşam alanı ve resim- AİHM içtihatları ışığında nazara almalıdır. Zira yayıncı kuruluşun bunları kişisel değerleri hiçe sayar şeklide elde etmemesi gerekir; aksi takdirde basın özgürlüğü koruma- sından faydalanamamalıdır. Yargıtay’ın ve doktrinin İsviçre Federal Mahkemesi’nden esinle- nerek kullandığı özel alan - sır alanı ayrımının AİHM tarafından kul- lanılmasının faydalı olacağı, özellikle özel yaşama saygı gösterilme- sini isteme hakkının ihlal edildiğinin iddia edildiği durumlarda alan teorisinin yardımcı olacağı düşüncesindeyiz. Her ne kadar bir kimse kamuya mal olmuş olsa da kişinin sır alanının ihlal edilemeyeceği ama özel alanının sıradan vatandaşa nazaran daha dar olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. AİHM’nin bu ayrımı benimsemesi daha etkin bir koruma, öngörülebilirlik ve hakkaniyete uygun sonuçlar doğuracak- tır. Sonuç olarak, sahip olduğu önem nedeniyle vazgeçilemez basın özgürlüğü ile kişilik hakkının karşı karşıya geldiği durumlarda somut olayın bütün özellikleri ışığında hassas bir değerlendirme yapılıp hak-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1