Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

25 TBB Dergisi 2020 (151) Fatma Didem SEVGİLİ GENÇAY mesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz ” ve “ kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıka- rılamaz ” hükümlerine açıklık getirmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu kararlarında münhasır kanun alanı olup olmadığı sorununa net bir cevap vermiş ve Anayasa’da kanunla düzen- lenmesi öngörülmüş olan konularda CBK çıkarılamayacağı sonucuna ulaşmıştır. Mahkeme ayrıca, kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağına yönelik cümlede, “ açıkça düzenleme ”nin ne anlama geldiği ile ilgili soru işaretlerini de kaldırmış ve açık düzenlemenin bulunup bulunmadığının nasıl tespit edileceğinin formülünü vermiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi, taşra teşkilatı kurma yetkisinin CBK’ya verilmiş olmasının yanında kamu görevlilerinin görev ve yet- kileri, hak ve yükümlülükleri gibi konuların kanunla düzenlenmesi gerekliliği gibi iç içe girmiş hususlarda incelikli değerlendirme yap- mamış, tatmin edici cevaplar henüz vermemiştir. Ayrıca ve özellikle, içerik incelemesinde kanundan beklediği açıklığı CBK’dan bekleme- yen Mahkeme, hukuk devleti denetiminde yeterli olamamıştır. Karşı oylarda tartışılan çok önemli hususlara gerekçede hiç değinilmemiş olması da ayrı bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Bakır Çağlar, anayasaların yorumlanması ile ilgili olarak, Ana- yasa Mahkemesi’ne başvurma yetkisine sahip olanların da Anayasa Mahkemesi ile birlikte anayasanın ortak yorumcuları olduklarını söy- lemektedir. 46 Bu anlamda dava dilekçelerini hazırlayanlar da eleş- tirilmelidir. Özellikle ilk karara yazılan karşı oylarda Yüksek Askeri Şura’nın kanunla düzenlenmesi gereğine değinilmektedir. Ancak dava sadece Şura’nın sekretarya işlerini yürütecek merciin tayini hu- susunun Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile açılmıştır ki bu durumun izahı mümkün değildir. Üçüncü kararda ise, Yüksek İstişare Kurulu üyelerine yapılacak ödemenin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenece- ğine ilişkin kuralın iptali talep edilirken bu kuralın mülkiyet hakkına ya da bütçe hakkına aykırılık teşkil ettiği iddiası ileri sürülmemiştir. O halde denebilir ki esasa ilişkin denetim dava dilekçesinde de ikincil bırakılmıştır. 46 Bakır Çağlar, “Anayasa Yargısında Yorum Problemi Karşılaştırmalı Analizin Kat- kıları”, Anayasa Yargısı Dergisi , 1985-2, s. 185.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1