Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
323 TBB Dergisi 2020 (151) Abdurrahman Ali YILDIRIM Belirtmek gerekir ki, teknolojinin oldukça kısıtlı olduğu İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında kimyasal birtakım madde ve bombaların keşfi ile insanlık bu vahameti acıyla tecrübe etmiş ve/fakat sonrasında dünya genelinde kimyasal birtakım silahlar üretilmeye ve kullanılma- ya devam etmiştir. Bu doğrultuda 1975 tarihinde uluslararası düzeyde çok taraflı Biyolojik Silahlar Anlaşması (Biological Weapons Conven- tion) imzalanmış ve biyolojik silahların üretimi yasaklanmıştır. 50 Fakat bu düzenleme doğrultusunda Birleşmiş Milletler gibi uluslararası or- ganizasyonların biyolojik silahların üretilmesinin önüne geçilmesi ko- nusundaki etkililiği tartışılmaktadır. Zira yeni teknolojiler dolayısıyla günümüzde küçük organizasyonlar ve düşük maliyetlerle biyolojik silahların üretilmesi söz konusu olabilmektedir. 51 SONUÇ Biyoteknoloji alanındaki gelişmeler göz önünde bulunduruldu- ğunda klasik hukuk disiplinlerinde yer alan ilke ve kurallar, sorunla- ra/ihtiyaçlara tam olarak cevap verememektedir. Adalete uygun hu- kukun niteliğini irdeleyen hukuk felsefesi ile toplum yararı temelinde sebep-sonuç ilişkilerini inceleyen hukuk sosyolojisi ışığında birtakım yeni meselelerin hukuki zemine oturtulması gereği hasıl olmaktadır. Bu doğrultuda teknoloji ve biyoloji alanlarındaki güncel uygulamalar, özellikle akademi ve yasama organı nezdinde bu alanlara daha fazla eğilinmesini gerektirmektedir. 50 Türkiye’nin de taraf olduğu Biyolojik Silahlar Sözleşmesi, tam adı ile Bakteriyo- lojik ve Toksin Silahların Geliştirilmesi, Üretilmesi ve Depolanması Yasaklanması ve İmha Edilmesi Sözleşmesi, biyolojik silahların üretimini yasaklayan ilk çok ta- raflı antlaşmadır. 51 Bu konuda yakın zaman önce keşfedilen, oldukça düşük maliyetler ve basit im- kanlarla icra edilebilen CRISPR adlı genetik manipülasyon ve müdahale yöntem- leri söz konusudur. Bu ve benzeri birtakım gelişmiş biyoteknoloji uygulamaları ile virüsler ve bakteriler üzerinde gerçekleştirilebilecek genetik manipülasyonlar kitlesel etki doğurabilecek mikro-biyo silahların üretilmesine imkan vermektedir. Güncel olarak da Covid-19 pandemisine neden olan koronavirüs türünün Çin’in Vuhan kentindeki Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarında üretildiği yönünde bir- takım iddialar gündeme gelmiştir. Fakat tarihte mikroorganizmaların zaman zaman birtakım coğrafyalarda mutasyon geçirmesi ile İspanyol Gribi pande- misinde olduğu gibi salgın hastalıklara sebebiyet verdiği bilinmektedir. Bunun gibi koronavirüsün de doğal bir süreç ile mutasyon geçirmiş olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1