Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
337 TBB Dergisi 2020 (151) Derya ATEŞ Türk Borçlar Kanunu’nun 33. maddesinde düzenlenen, aracının yanılması ile ilgili özel duruma da kısaca değinmek yerinde olacaktır. Madde, sözleşmenin kurulmasına yönelik iradenin yani öneri veya ka- bul iradesinin, bir haberci veya çevirmen ya da bir faks veya telgraf gibi aracı ya da araç tarafından yanlış iletilmiş olması durumunda yanılma hükümlerinin uygulama alanı bulacağını metne almaktadır. Kanun bu noktada aracının yanılmasını tarafların yanılması olarak değerlendir- mekte ve aslında bu yönü ile aracının üçüncü kişi olmadığını da vur- gulamaktadır. Gerçekten de iletim aracı, aslında yararlanan beyan sa- hibinin beyan fiilinin bir uzantısından başka bir şey değildir. 24 İletim yanılması, aracının kusurlu bir davranışından veya kötü niyetinden ileri gelebileceği gibi, umulmayan bir olay sonucu da meydana gelebilir. 25 Diğer yandan doğrudan doğruya temsilde temsilci, üçüncü kişi olmadı- ğı gibi temsil olunanın aracı da değildir ve kurulan hukuki ilişkide ken- di iradesini beyan eder. Bu irade yanılma ile bozulmuşsa, sözleşmenin iptalini isteme hakkı temsil olunan tarafından ileri sürülebilir. 26 B) Üçüncü Kişinin Korkutması (TBK m. 37/II) Korkutma, bir kimsenin diğer tarafı sözleşme yapmaya sevk etmek amacıyla bilerek onda korku yaratmasına veya mevcut bir korkudan yararlanmasına denir. 27 Yaratılan bu korku sebebiyle sözleşme yapma hususunda iradesini açıklayan kişinin iradesinin oluşumu sakattır. 28 Türk Borçlar Kanunu taraflardan birinin iradesinin korkutma ile oluştuğu durumları, korkutanın sözleşmenin diğer tarafı olması veya üçüncü kişi olmasına göre ayırarak düzenlemekle birlikte aldatmadan farklı olarak metne almıştır. Kanun’un 37. maddesi uyarınca: 24 Eren, s. 441. 25 Bucher, s. 202; aksi yönde bkz. Engel, s. 336. 26 Eren, s. 442. 27 Engel, s. 363 vd.; Schmidlin, Art. 29-30, s. 186 vd.; Andreas Von Tuhr, Borçlar Hukuku, C.1-2, (Çeviren: C.Edege) Ankara, 1983. s. 325; Tekinay/Akman/Bur- cuoğlu/Altop, s. 449; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C.I, s 449; Oğuzman/Öz, C.I, s. 113; Eren, s. 452. 28 Korkutmanın maddi değil manevi cebir üzerinden yapılması gerekir. Maddi ce- bir ile kurulmaya çalışılan sözleşmeler yönünden irade sakatlığına gitmeye gerek olmaksızın, taraf iradeleri birbirine uygun olmayacağından sözleşme ilişkisi ku- rulmamış, hiç meydana gelmemiş sayılır. Bucher, s. 224; Engel, s. 363; Schmidlin, s. 187; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 449; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/ Serozan/Arpacı, C.I, s 473; Oğuzman/Öz, C.I, s. 114; Eren, s. 452.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1