Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
340 Sözleşme İlişkilerinin Kurulmasında ve Borç İlişkilerinde Üçüncü Kişi Temelde yanılmanın esaslı bir yanılma sayılabilmesi için; yanıla- nın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması, bunun da iş ilişkile- rinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması ve durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir. Bu hüküm aslında karşılığı olan eski BK m. 24/b.4 hükmü ile İsviçre Borçlar Kanunu’nun 24/b.4 dü- zenlemesine paralel olarak üzerinde farklı görüşler bulunan bir mad- dedir. 36 Esaslı sayılan bir temel yanılmasının oluşması için öncelikle bir tarafın sözleşme yapma arzusunun oluşmasına etki eden bir hu- susta yanılması gerekir. Yanılma bir olguya ya da maddi veya hukuki bir niteliğe ilişkin olabilir. Sözleşmenin kurulurken, sözleşmenin karşı tarafının veya bir üçüncü kişinin özelliklerinde yanılma, kişide temel yanılmasına sebep olabilir. 37 Temel yanılmasının esaslı olması, hem yanılanın sözleşmeyi yap- ması için bir condicio sine qua non teşkil etmesi hem de yanılma ko- nusu saikin karşı tarafça bilinebilir olması şartlarına bağlıdır. 38 Yanıl- manın esaslı olması için karşı tarafın kendisine beyanda bulunanın yanıldığını bilmesi veya bilecek durumda olması şart değil iken; beya- nın temel saikini bilmesi veya bilecek durumda olması yeterlidir. 39 Bu noktada bilinebilir olma halini, yanılanın sözleşmenin temeli saydığı hususlara ilişkin olarak değerlendirmek gerekir. 40 Diğer yandan iş hayatındaki dürüstlük kuralları, yanılmanın söz- leşmenin geçerliliğini etkilemesini haklı göstermelidir. 818 sayılı Borç- yet bakımından ispat yükü zarar gören kişidedir. Bu konuda bkz. ATF 129 (2003) III 320, SJ 2004 I 33. 36 Bu görüşler hakkında detaylı bilgi için bkz. Necip Kocayusufpaşaoğlu, Güven Na- zariyesi Karşısında Borç Sözleşmelerinde Hata Kavramı, İstanbul, 1968. s. 160 vd.; Von Tuhr, s. 308; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 429; Eren, s. 386; Seyful- lah Edis, Tük-İsviçre Borçlar Hukuku Sistemine Göre Akdin Lüzumlu Vasıfların- da Hata, Ankara, 1973, s. 37 vd; Kenan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku I, Genel Hükümler, İstanbul, 1976, s. 343; Oğuzman/Öz, C.I, s. 100; Kılıçoğlu, s. 254 vd. Ayrıca bkz. Bucher, s. 202 vd; Jalon, R.; L’article 24 chiffre 4, CO, Lausanne, 1939; Rouiler, s. 5-6; Engel, s. 327 vd.; Tercier, s. 151; Schmidlin, Art. 23-24; s. 158 vd. 37 Oğuzman/Öz normal zekâya sahip olduğu sanılan bir çocuğa ders vermek için babasıyla yapılan sözleşmeden sonra çocuğun zekâ özürlü olduğunun anlaşılma- sını bu duruma örnek olarak göstermekte ve bu durumun beyan yanılmaları ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Oğuzman/Öz, C.I, s. 10. 38 Bu şarta sübjektif olarak esaslı olma şartı da denilmektedir. Bucher, s. 206; Teki- nay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 430; Eren, s. 437; Kocayusufpaşaoğlu, (Hata), s. 161; Kılıçoğlu, s. 257; Oğuzman/Öz, C.I, s. 103. 39 Oğuzman/Öz, C.I, s. 104. 40 Rouiller, s. 5.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1