Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

344 Sözleşme İlişkilerinin Kurulmasında ve Borç İlişkilerinde Üçüncü Kişi (TBK m. 526 vd.) veya şartları varsa haksız fiil hükümlerine (TBK m. 49 vd.) dayandırılabilir. 54 Alacaklının üçüncü kişi tarafından yapılan ifayı kabul etmemesi, kişisel edimli borçlar dışında temerrüde düşmesi (TBK m. 83) sonucu doğurur. Ancak üçüncü kişinin rehini kurtarma hakkı varsa, alacaklı- nın borçluyla birlikte direnme şansı bulunmadığı gibi böyle bir durum- da borçlunun da tek başına borcun ifasını engelleme şansı yoktur. 55 Üçüncü kişinin ifası alacaklıyı tatmin etmekle birlikte taraflar ara- sındaki borç ilişkisini sona erdirmemektedir. Bu durumda borçlu, so- rumlu olmaya devam ederken alacak hakkı ifayı yapan üçüncü kişiye kanun gereği geçmektedir ki bu intikale halefiyet denir. 56 Halefiyet ancak kanunda öngörülen hallerde söz konusu olabileceğinden, bu durumlar dışında bir üçüncü kişinin alacaklının yerine alacak hakkını elde etmesi ancak alacağın devri ile mümkün olabilir. Ancak bu du- rumda geçişin alacaklı ve üçüncü kişi arasında yapılacak olan bir an- laşma ile mümkün olduğunu hatırlamak gerekir. Halefiyet ise alacağın kanun gereği üçüncü kişiye geçmesini sağlar. 57 Türk Borçlar Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca; “ Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur: 1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde. 2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tara- fından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde. 54 Kılıçoğlu s. 708. 55 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C.III, s. 28. Ayrıca üçüncü kişinin ifasına borçlunun karşı çıkma ihtimali ile alacaklı ve borçlunun birlikte ifaya kar- şı çıkma ihtimalleri ve örnekleri için bkz. Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/ Arpacı, C.III, s. 26-27. 56 Von Tuhr, s. 28; Bucher, s. 575; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 208; Eren, s. 931; Kılıçoğlu, Ahmet, Türk Borçlar Hukukunda Kanuni Halefiyet, Ankara, 1979. s. 3 vd.; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C.III, s. 28; Oğuzman/Öz, C.I, s. 262. Bu noktada bahsedilen halefiyetin külli halefiyet (TMKm. 599) olma- dığını vurgulamak gerekir. Zira külli halefiyet ölümle sona ermeyen sözleşmeler bakımından, sözleşme ilişkisinin tarafını değiştirirken, yukarıda kullanılan halefi- yet dar anlamda borç ilişkisinin alacaklı tarafını değiştirir. 57 Engel, s. 616; Federal Mahkeme’nin kanun boşluğu doldurarak kabul ettiği halefi- yet durumu için bkz. JdT 1934 I 589; Oğuzman/Öz, C.I, s. 263.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1