Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

345 TBB Dergisi 2020 (151) Derya ATEŞ Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır” . Maddede belirtilen iki durumda da, halefiyet alacağın kanun ge- reği üçüncü kişiye geçmesini sağlar ki bu durumda alacağa bağlı fer’i haklar ve alacaklının şahsına ilişkin olanlar dışındaki rüçhan hakları da üçüncü kişiye geçer. 58 (TBK m. 189) Borçlunun, alacaklıya karşı ileri sürebileceği def ’ileri yeni alacaklıya karşı da ileri sürebilme imkânı vardır. 59 Aslında her iki yönüyle de halefiyette borcu ödeyen üçün- cü kişinin alacağa bağlı haklara da sahip olması, ona borçluya karşı vekâletsiz iş görmeye veya sebepsiz zenginleşmeye dayanacak bir rücu hakkından daha teminatlı bir durum da sağlamaktadır. 60 Diğer yandan üçüncü kişi dilerse borcunu ödeyip kapattığı borçluya geri dönüp rücu edebilir. Üçüncü kişi borçlu ile arasındaki hukuki ilişki borçlunun bilgisi ve isteği dâhilinde ise vekâletli iş görmeye, bilgisi ve isteği dışında ama onun çıkarı ve varsayılan iradesi doğrultusunda ise vekâletsiz iş görmeye veya son çare olarak haksız zenginleşmeye dayanır. Dolayısıyla aslında borçlunun üçüncü kişinin ifası sayesinde borçtan temelli kurtulması sadece alacaklısına karşıdır, üçüncü kişiye karşı değildir. 61 B) Üçüncü Kişiye İfa Türk Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinde ifa ile yükümlü kişi yö- nünden genel bir kural getirilmekle birlikte, ifanın kime karşı yapıl- ması gerektiği belirlenmemiştir. Buna göre borçlu yerine üçüncü kişi tarafından ifa mümkün iken, kural olarak borcun sona ermesi ve borç- lunun borçtan kurtulması, alacaklının tatmin edilmesine bağlıdır. Bu 58 Oğuzman/Öz, C.I, s. 266. alacaklı birlikte geçen bağlı haklar çerçevesinde alacağı teminat altına alan haklar (rehin, kefalet) alacağa bağlı yenilik doğuran haklar (örneğin muacceliyet ihbarı) yer alır. Öncelik haklarından maksat da alacağa ait ayrıcalıklardır. (İİK. m. 206) Kefalet yönünden Türk ve İsviçre Hukuklarında var olan tartışmalara paralel olarak Türk Borçlar Kanunu’nda yapılan değişiklik so- nucu 596/4 hükmü uyarınca “Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir”. 59 Engel, s. 616; Tercier, s. 188; Fabienne Hohl, Commentaire Romand, Code Des Obligations I, Art. 68-83, Basel, 2003, s. 459 vd. 60 Üçüncü kişinin vekâletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme şartlarını ispata ihtiyacı olmaksızın, sadece alacaklıya borcu ödemesi ve bir halefiyet hali bulun- duğunun ispatı yeterli olacaktır. Oğuzman/Öz, C.I, s. 266. 61 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C.III, s. 30.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1