Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
72 Uzlaştırma Sürecinde Suça Sürüklenen Çocuklara İlişkin Bazı Sorun ve Değerlendirmeler silcisine yapılması ve sürecin devamına kanuni temsilcinin karar ver- mesinin “çocuğun üstün yararının korunması” noktasında tereddütleri ortaya çıkarabileceği kanaatindeyiz. Şöyle ki; uzlaşma teklifinin taraf- larca kabulünden sonra müzakereler sonucunda bir edim belirlendiği hallerde, bu edimin suça sürüklenen çocuk açısından borç doğurucu nitelikte olması mümkün olabilmektedir. Söz konusu edimin maddi bir edim olması halinde ise edimin ifa edilmesi suça sürüklenen çocuğun kanuni temsilcileri tarafından gerçekleştirilecektir. İşte bu noktada bü- yük oranda suça sürüklenen çocukların velileri olarak muhatap alınan kanuni temsilcilerin kendilerini borçlandırıcı bir işlemin tarafı olmak istememeleri söz konusu olabilecektir. Özellikle maddi durumu yeter- li olmayan aileler düşünüldüğünde, kanuni temsilci olarak uzlaştırma teklifi kendilerine yapıldığında “çocuğun yararı” yerine “maddi ola- naklar” belirleyici olabilecektir. Standart bir aile profili bulunmadığı ve suça sürüklenen çocukların bir kısmını da suça sürükleyen sebeplerin maddi imkansızlıklar olduğu dikkate alındığında, kanuni temsilcinin uzlaşma teklifini maddi olanaklar sebebi ile reddetmesi çok muhtemel- dir. Bu şekilde aile yapılarının söz konusu olduğu hallerde kanuni tem- silciden “çocuğun yararı” değerlendirilmesini yapması gerçekçi olma- yacaktır. Bu nedenle uzlaştırma sürecinde, değerlendirme kriteri olarak “maddi olanakları” ön plana alması muhtemel kanuni temsilci yerine, “çocuğun yararı” kriterini değerlendirebilecek bir süjenin muhatap alınmasının daha doğru olacağı düşüncesindeyiz. Bu itibarla hareket noktamızın ise CMK m.150 olması gerekmektedir. CMK m.150/2’ye göre, şüpheli veya sanığın çocuk olması halinde istemi aranmaksızın kendisine “zorunlu müdafi” görevlendirilmesi sağlanmaktadır. Uzlaş- tırma kurumunun uygulanabilmesinin ön şartı, suçun işlendiği konu- sunda yeterli şüphenin bulunması olup, bunun araştırması ise soruş- turma aşamasında yapılmaktadır. Bu aşamada şüphelinin çocuk olması halinde zaten zorunlu müdafi görevlendirilmektedir. Kanaatimizce suçun uzlaştırmaya tabi olduğunu anlaşılması ha- linde, uzlaşma teklifinin yapılacağı aşamada, uzlaştırmacının muha- tabı dosyada bulunan ya da uzlaştırma süreci için ayrıca görevlen- dirilecek bir “zorunlu müdafi” olmalıdır. Kanun koyucunun suça sürüklenen çocuk bakımından soruşturma ve kovuşturma sürecinde gösterdiği hassasiyetin, uzlaştırma sürecinde de bulunması hem ço- cuğun yararının gözetilmesi hem de uzlaştırma sürecinin başarıyla
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1