Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı

104 Enjeksiyon Nöropatisinden Kaynaklı Tam Yargı Davalarında Risk İlkesi Uyarınca İdarenin ... Enjeksiyon uygulamasındaki risk de özel ve istisnai niteliktedir. Zira sağlık kuruluşlarında her gün çok sayıda enjeksiyon uygulaması yapılmakla birlikte, herkes enjeksiyon nöropatisiyle malul olmamakta, enjeksiyon nöropatisi oldukça az sayıdaki sınırlı vakada görülmekte- dir. 2008-2010 yılları arasında Adli Tıp Kurumu’na incelenmek üzere gönderilen toplam vaka sayısının 121 olması, bu savımızı teyit etmek- tedir. 100 Ayrıca enjeksiyon sonucu nöropatinin gelişebileceği idarece öngörülerek bu riskli faaliyetin yürütüldüğü, Adli Tıp Kurumu rapor- larında şu şekilde açıkça ifade edilmektedir: “Enjeksiyon nöropatisi ile ilgili Adli Tıp raporlarında, yapılan işlemin doğru bölgeye tatbiki halinde dahi nöropatinin gelişebileceği ve bu noktada sağlık personeline kusur izafe edilemeyeceği belirtilmekte ve ancak her enjek- siyon öncesinde MR veya tomografi ile siyatik sinirlerin geçtiği bölgelerin belirlenmesiyle bu durumun önüne geçilebileceği, bunun da tıbbi pratikler açısından mümkün olmadığı yönünde görüş belirtilmektedir.” 101 Bu tespit, idarenin enjeksiyon uygulamasını, nöropati riskini bilerek ve göze alarak uygulamakta olduğunu, pratikle bağdaşmadığı bildirilen nö- ropati riskini bertaraf edecek şekilde her enjeksiyon öncesi MR veya tomografi çekimi yapılarak siyatik sinirin geçtiği yerin tespitiyle risk bertaraf edilebilecekken, kaynak imkansızlığı, tıbbi pratiklerle bağ- daşmama gibi gerekçelerle bu işlem yapılmaksızın kişilere enjeksiyon yapılması, İM enjeksiyonun, nöropati riski ve bu riskten kaynaklana- bilecek zarar göze alınarak gerçekleştirilen bir tıbbi işlem olduğunu göstermektedir. İdarenin risk ilkesi uyarınca sorumluluğuna gidilebilmesi için ge- reken diğer şart olan “zararın anormalliği” şartı da enjeksiyon nöropa- tisinde gerçekleşmektedir. Her enjeksiyon sonrası, enjeksiyona maruz kalan kişi, belli bir ağrı ve acı hissetmekle ve enjeksiyon yapılan yerde uyuşma hissi yaşanmakla birlikte bu acı kısa bir süre zarfında geç- mektedir. “Ufak tefek zararların tazmini için kusursuz sorumluluk esasına başvurulamaz. Bu tür zararlara zarar görenin yararlandığı kamu hizmetinin nimetleri karşılığında katlanması beklenir”. 102 100 Volkan Ünal ve arkadaşları, a.g.m. 2015, s. 14. 101 Danıştay 15. Dairesi, E:2016/1712, K:2016/4815, 10.10.2016, Danıştay 15. Dairesi, E:2013/11818, K:2016/3854, 17.04.2018. 102 K. Gözler, a.g.e. 2009, s. 1167

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1