Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı
106 Enjeksiyon Nöropatisinden Kaynaklı Tam Yargı Davalarında Risk İlkesi Uyarınca İdarenin ... da ise enjeksiyonun yetkili sağlık personeli tarafından yapılmaması ve idarenin denetimini sağlayacak yeterli tıbbi kayıt sunulamaması du- rumunda zarara uğrayanın maddi tazminat talepleri de karşılanmak- tadır. Ancak bu durum oldukça sınırlıdır. Zira sağlık kuruluşlarında tıbbi kayıtlar günümüzde hem elle matbu evrak üzerinde hem de bil- gi sistemleri üzerinde elektronik ortamda tutulmaktadır. İdarenin, bu kapsamdaki gerekli tıbbi kayıtları sunmakta pek de sıkıntı yaşamadığı rahatlıkla ifade edilebilecek bir olgudur. İdari yargı yerlerince, enjeksiyon nöropatisinden kaynaklı tam yargı davalarında, idarenin kusursuz sorumluluğunun bilhassa risk ilkesi kapsamındaki sorumluluğunun yeterince irdelenmediği görül- mektedir. Çalışmamızda, enjeksiyon uygulamasının riskli bir tıbbi iş- lem olduğu ortaya konulmuş olup, bu riskli tıbbi işlem, idare tarafın- dan oluşabilecek risk bilinerek ve göze alınarak uygulanmaktadır. Bu riskli işlem sonucu kişide ortaya çıkan zarar ise olağandışı ve anormal niteliktedir. Normal enjeksiyon sonrası oluşan acı, uyuşukluk, geçici his kaybı, nöropati olgusunda bir ömür devam eden bir araz niteliğin- dedir. Enjeksiyon nöropatisinde, idarenin eylemi ile oluşan zarar arasın- da uygun illiyet bağı bulunduğu konusunda da herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Ancak, enjeksiyonun yanlış yere yapıldığı, ancak hemen enjeksiyon sonrasında yapılacak tetkikler ile ortaya konula- bildiğinden, aradan zaman geçtikten sonra yapılan bilirkişi incele- melerinde, enjeksiyonun doğru yere yapılıp yapılmadığı tespit edile- memektedir. Bu tespitin yapılamaması, nöropatinin kullanılan ilacın yayılımı ve siyatik sinire baskı yapması gibi çeşitli sebeplerden de kay- naklanabilmesi gibi nedenlerle nöropatinin, tıbbi işlemin beklenebilir bir komplikasyonu olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu raporları, yargı yerlerince dikkate alınarak, idarenin hizmet kusurunun bulun- madığından bahisle sorumlu olamayacağı kararlarda belirtilmektedir. Oysa idarenin bu riskli faaliyeti sonucunda meydana gelen olağan dışı ve özel nitelikteki zararın, risk ilkesi uyarınca idarenin kusursuz sorumluluğuna gidilerek tazmini mümkündür. Ancak Danıştay tara- fından bu durumun dikkate alınmadığı da incelenen kararlarda görül- mektedir. Hizmet kusurunun tespiti halinde, idarenin bu kusur nede- niyle sorumlu olduğu açık olmakla birlikte, hizmet kusuru tespitinin
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1