Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı
177 TBB Dergisi 2021 (152) Melih IŞIK küm niteliğindedir. Pratik olmama sebepleri; hacze iştirak kurallarının usûlüne uygun olarak uygulanmayıp alacaklıların derece ve sıraları tam olarak tespit edilememesi, kamu alacağı ile özel hukuktan kay- naklanan alacakların birbirine iştirakinin doğru biçimde saptanama- ması, “derece, aynı derece, sonraki derece” kavramlarının çoğunlukla isabetli kullanılamamasıdır. Kısaca odak nokta, hacze iştirak usûlünün tam anlamıyla tatbik edilmemesidir. İcra ve İflâs Kanunu m. 107’nin uygulanması öncelikle derecelerin tespitine bağlı olduğundan, hacze iştirak kuralları sağlıklı biçimde uygulanmadıkça, m. 107 hükmünün ideal şekilde uygulanması mümkün olmamaktadır. Olması gereken hacze iştirak usulü bakımından, borçlunun mal- varlığındaki ilk kesin hacze iştirak etmek isteyen alacaklı, iştirak ta- lebini ilk haczin konulduğu icra müdürlüğünden isteyecektir. Hacze iştirak şartlarının mevcut olup olmadığını değerlendirecek icra daire- si, ilk kesin haczi uygulayan icra dairesidir. 114 İcra dairesinin iştirak şartlarını değerlendirmesi üzerine verdiği olumsuz karar üzerine ise iştirak etmek isteyen alacaklı şikâyet yoluna başvurabilir. 115 İcra daire- sinde hacze iştirak talebinin kabul edilmesi hâlinde diğer alacaklıların şikâyet yoluna başvurup başvuramayacakları tartışmalıdır. Doktrinde 114 Yılmaz, Takipli Katılma, s. 308; Deren-Yıldırım, İştirak, s. 51; Akcan, s. 163. Hacze takipsiz iştirak talebi de takipli iştirak de olduğu gibi, ilk haczin konulduğu icra dairesine yapılır. Talebi alan icra dairesi, takipsiz olarak hacze iştirak etmek iste- yen alacaklının kötü niyetli olma ihtimaline binaen, iştirak talebi alacaklılara ve borçluya bildirilerek itiraz etmeleri için 7 günlük süre verilir. Alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilmesi hâlinde, iştirak etmek isteyen alacaklının 7 gün içinde dava açması gerekir ve hacze iştiraki geçici olarak kabul edilir. Süresi içinde dava açmayan iştirak talep eden alacaklının iştirak talebi ortadan kalkar (İİK m. 101/2). İlama dayalı nafaka alacağına itirazın yapılıp yapılamayacağı ise tartışmalıdır. Bir görüşe göre, ilâma dayalı olması nedeniyle itiraz yapılamayacak olsa da alacaklı- nın maddî durumu düzelip nafakaya ihtiyacı kalmayıp kötü niyetin sabit olduğu hallerde itiraz edilebilir (Berkin, s. 273). Başka bir görüş, diğer alacaklıların kendi alacaklarını tahsil edilemez hale getirmek için muvazaalı elde edilen ilâma karşı itiraz davası açılabileceğini belirtmektedir (Kuru, El Kitabı, s. 541). Diğer bir görü- şe göre ise, kötü niyetin varlığı hâlinde diğer alacaklılar 7 gün içinde itiraz edebil- melidir. Bu halde nafaka alacaklısının iştirak talebi geçici olarak kabul edilmelidir, ancak bu alacaklının elinde ilâm olduğu için yeniden dava açması beklenemez. Dava açması için süre verilmesi gereken, itiraz eden alacaklıdır ve bu alacaklı 7 gün içinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 376 uyarınca yargılamanın yeni- lenmesi yolunu kullanmalıdır (Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 330, 331; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 299). 115 Berkin, s. 270; Postacıoğlu/Altay, s. 522; Kuru, El Kitabı, s. 537; Yılmaz, Takipli Katılma, s. 309; Muşul, s. 752.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1