Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı
200 Yargı Kararları Işığında “Ticari ve Ekonomik Bütünlük Arz Eden ya da Bir Bütün Hâlinde ... - “…TMSF’nin 23.6.2005 tarihli kararıyla TELSİM’in faaliyetlerin- de kullanılan menkuller, gayrımenkuller ile bu varlıkların feri veya mü- temmim cüzü niteliğinde olan sözleşmeler ile bunlardan doğan hak ve ala- cakların bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulan “TELSİM ticari ve iktisadi bütünlüğü”nün satılması yolunda işlem tesis edilmiştir. TMSF bün- yesinde oluşturulan satış komisyonu tarafından “TELSİM ticari ve iktisadi bütünlüğü”nün değeri 2.804.000.000 ABD doları olarak belirlenmiştir. Bu satış bedeli TMSF tarafından onaylanarak “TELSİM ticari ve iktisadi bü- tünlüğü” 13.12.2005 tarihinde ihaleye çıkarılmış ve sonuç olarak söz konusu iktisadi bütünlük 24.5.2006 tarihinde 4.550.000.000 ABD doları bedelle Vo- dafone Telekominikasyon Anonim şirketine satılmıştır…” 42 TMSF’nin neleri bütünlük içerisinde saydığı Yönetmelik’te belir- tilmiştir. Fonun ticari ve iktisadi bütünlük kararı kapsamında yaptığı satışa ilişkin usul ise, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m. 134/d kapsa- 42 Anayasa mahkemesi kararı, başvuru numarası: 2014/7914, karar tarihi: 11.5.2017. “Başvuru, tasarruf mevduatı sigorta fonu tarafından yönetim ve denetim kurulla- rı ile mal varlığına el konulan şirketten olan alacağın mahkeme kararına rağmen ödenmemesi ve şirketin tüm malvarlığının satılarak alacağın tahsil imkanının or- tadan kaldırılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvurucu TMSF’nin yargı kararları uyarınca ödeme yapmadığı gibi TELSİM’in bankalarda bulunan paralarının TMSF’ye ait olduğunu belirtmek suretiyle ala- cağın icra yoluyla elde edilmesi yolunu tıkadığını belirtmiştir. TELSİM’in TMSF kontrolüne geçmesi nedeniyle malvarlığının devlet malı vasfı kazandığına işaret eden başvurucu, Fonun mal ve hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğine ilişkin kanuni düzenleme nedeniyle yargı kararı icrasının imkânsız hale gelmesinden yakınmıştır. Yönetmelik madde 25 uyarınca satışa çıkarılan bütünlüğün değerini artıran ya da onu tamamlayan eski dönem mal ve hizmet borçlarının satış bede- linden ödenmesinin öngörüldüğünü vurgulayan başvurucu, baz istasyonlarının GSM şebekesiyle bütünlük oluşturan ve onu tamamlayan nitelikte olması sebe- biyle bunlara ilişkin alacaklarının ödenmesi gerektiğini ifade etmiş, TMSF’nin mahkeme kararının icrasını imkansız hale getirmesi nedeniyle devletin sorumlu bulunduğunu savunmuştur…” www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr, erişim tarihi: 26.04.2020. Kanaatimce burada şu hususlara dikkat çekmek gerekir: Kanun hü- kümlerinin çıkarılması ve uygulama tarafından yorumlanması Anayasa hüküm- lerine aykırılık teşkil etmemelidir. Her ne kadar satışta ticari ve ekonomik bü- tünlüğün gözetilmesi değeri artırsa ve tarafların menfaatine olsa da bu durumun tarafların (mülkiyet gibi) anayasal haklarını çiğnememesi gerekir. Bu gibi somut olaylar inceleme konumuz ölçütün her durumda uygulanmasının menfaate uy- gun olup olmayacağını tartışmalı hale getirebilir. Kaldı ki somut olayda, TMSF veya başka olaylarda diğer yetkili merciin tüm alacaklıların menfaatini gözeterek kararlar almaları gerekir. Somut olayda GSM operatörüne ait baz istasyonunun ticari ve ekonomik bütünlük oluşturduğu açıkken, satışta baz istasyonları saye- sinde değer artmışken, baz istasyonu kuran şirketin mağdur edilmesinin hakka- niyete aykırı olacağı kanaatindeyim.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1