Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı
285 TBB Dergisi 2021 (152) Hacı KARA Yargıtay’ın, aydınlatma yükümlülüğünün 67 yerine getirilmemesi nedeniyle hekimleri tazminata mahkûm ettiği birçok kararı bulun- maktadır. Hatta davanın hekim kusuruna yönelik olarak açılmasına ve hekimin hiçbir kusurunun bulunmadığının belirlenmesine rağmen, aydınlatma yükümlülüğünün ihlali tazminatın esas nedeni olarak ka- bul edilmektedir. Yargıtay kararlarında basit ve matbu yazılı rıza for- mu yeterli görülmemiştir. Hekimin hastasından yazılı rıza alması, an- cak aydınlatmayı sözlü olarak yapması geçerli olarak kabul edilmemiş ve yazılı olmadığı için aydınlatmanın yapılmadığı kabul edilmiştir. Bu suretle bir yandan aydınlatmayı ispat yükümlülüğü hekime yüklen- miş ve ayrıca rıza formunun aydınlatma anlamı taşımadığı da öğretide savunulan görüşlere paralel olarak kabul edilmiştir 68 . Geçerli bir rızadan bahsedilebilmesi için temel kriter; hastanın neye rıza gösterdiğini bilmesidir. Nitekim rızanın hukuken geçerli olabilmesi için kişinin, sağlık durumunu, yapılacak müdahaleyi, etki- lerini ve sonuçlarını bilmesi ve bu konuda yeteri kadar aydınlatılması gerekir. Aydınlatma yükümlüsü hekimdir. Bu hekim tedaviyi uygula- yan hekim olmalıdır. Aydınlatma için hastanın hekimden talepte bu- lunmasına da gerek yoktur. Aydınlatma ile, hastaya muayene, tetkik ve tahliller neticesinde konulan tanı ve uygulanması düşünülen tıbbi girişimler ve var olan diğer tedavi yöntemleri hakkında bilgi verilme- lidir. Bu noktada hekime düşen; tıbbi girişim ile ilgili olarak, girişimin türü, şekli, kapsamı, kesin sonuç verip vermeyeceği, muhtemel komp- likasyonları içeren bilgileri hastaya vermektir. Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının Aydın- latılmış Onam başlıklı 26. maddesine göre; Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başa- rı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı risk- 67 Rıza/Çağlar/Özdamar, s. 106. 68 Her türlü tıbbi girişimden önce, hastanın rızasının alınması, kendi bedeni üze- rinde kişilik hakkına sahip olan kişinin bu hakkına saygı gösterilmesinin sonu- cudur. Bu nedenle sağlık hizmeti almak üzere sağlık kuruluşuna başvuran her kişi, kendi beden ve ruhsal bütünlüğüne karşı girişilen her türlü girişimle ilgili bilgi alma hakkına sahiptir. İşte burada dikkat çekilen husus, hastanın kendisine uygulanması düşünülen tıbbi girişim için serbestçe karar verebilecek durumda olması gerekecektir. Bu durumun sağlanması ise hekim tarafından aydınlatmanın yeterliliğine bağlıdır. Hastanın aydınlatılması, kendi geleceği ile ilgili karar vere- bilme hakkının sağlanmasına hizmet edecektir. Yördem, s. 543.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1