Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı
430 Uluslararası Adalet Divanı’nın Chagos Takımadaları’nın 1965’te Morityus’tan Ayrılmasının ... nışma Görüşü”nde ifade edildiği üzere, nüfusun self-determinasyon hakkına sahip bir halk oluşturmadığı ya da özel koşullar göz önünde bulundurulduğunda ilgili halka danışmanın gereksiz olduğu kanaati- nin ortaya çıktığı durumlardır. 33 Diğer yandan Divan hem devlet pratikleri hem de opinio juris ’in toprak bütünlüğü ilkesinin self-determinasyon hakkının doğal bir so- nucu olduğunu onaylar nitelikte olduğu değerlendirmesinde bulun- muştur (para. 160). Buna göre, 1514 sayılı kararın kabulünden sonra özerk olmayan bir ülkenin sömürgeci bir güç tarafından bölünmesinin uluslararası hukuka uygun olduğuna yönelik ne Genel Kurul ne de BM’nin herhangi başka bir organı tarafından bir karar alınmamış ol- ması bu durumun ispatı niteliğindedir (para. 160). Nitekim devletler, özerk olmayan bir ülkenin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesinin, uluslararası hukuka göre self-determinasyon hakkının kullanılması- nın temel bir unsuru olduğunu sürekli olarak vurgulamışlardır (para. 160). Bu nedenle Divan, özerk olmayan ülkelerdeki halkların, kendi ülkelerinin bütünüyle ilgili olarak self-determinasyon hakkını kullan- maya mazhar olduğu ve toprak bütünlüğüne sömürgeci güç tarafın- dan saygı gösterilmesi gerektiğini düşünmektedir (para. 160). Sonuç olarak, özerk olmayan bir ülkenin sömürgeci devlet tarafından bölün- mesi, ilgili ülke halkının özgür ve gerçek iradesine dayanmadıkça self- determinasyon hakkına aykırıdır (para. 160). Dolayısıyla Divan, Genel Kurul’un önüne getirmiş olduğu hu- kuki uyuşmazlıkta uygulanacak hukuku belirlerken sorunu, Birleşik Krallık’ın öne sürdüğü şekilde egemenliğe içkin ikili bir uyuşmazlık olarak değil, self-determinasyon hakkının kullanılmasına içkin hukuki bir sorun olarak ele almıştır. Kaldı ki Genel Kurul da Divan’dan danış- ma görüşü istediği soruları formüle ederken meselenin Morityus’un sömürgelikten kurtulma sürecinin hukuka uygun tamamlanıp tamam- lanmadığı olduğunu açıkça ortaya koymuştu. Diğer yandan yine Genel Kurul, 1514 sayılı karar başta olmak üzere konuya ilişkin Genel Kurul kararlarına atıf yaparak, meselenin ele alınacağı hukuki çerçevenin sı- nırlarını da çizmişti. Buna göre 1514 sayılı karar, self-determinasyon 33 Uluslararası Adalet Divanı, “Western Sahara”, 16.10.1975, Advisory Opinion, para. 59, <https://www.icj-cij.org/public/files/case-related/61/061-19751016- ADV-01-00-EN.pdf>, (Erişim tarihi 17.01.2020).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1