Türkiye Barolar Birliği Dergisi 152.Sayı

47 TBB Dergisi 2021 (152) Hasan DURSUN sözleşmenin tipik bir sözleşme olduğunu değil, atipik bir sözleşme olduğunu kabul etmişler, Almanlar da aynı çizgiye gelmiştir. Bu bağ- lamda Fransızlar ve Almanlar, idari sözleşmede eşitliğin bulunmadığı esasını benimsemişlerdir zira idari sözleşme halinde kamu yararına yönelik bir faaliyet bulunduğundan, kamu yararına yapılan faaliyetin, o kamu yararını izlemesi, her zaman kamu yararına bağlı olarak yürü- tülmesi hususunda idarenin koruyucu bir görevinin olduğunu kabul etmişler, aksi takdirde kamu hizmetinden yararlananların baş edilmez güçlüklerle karşı karşıya kalacaklarını düşünmüşlerdir. 14 Zira bir özel hukuk sözleşmesinden tarafların birisinin iradesiyle her zaman vazge- çilmesi olanaklı olmasına ve bu durum kamu açısından pek fazla bir zarar doğurmamasına karşın, idari sözleşmede kamu yararına yürütü- len bir faaliyet söz konusu olduğundan hizmetin yürütülmesinde kâr edilemese bile faaliyetin yürütülmesi durdurulamaz, faaliyetin yürü- tülmesine devam edilmesi gerekir. 15 İdari sözleşme ile özel hukuk sözleşmeleri arasında dördüncü te- mel farklılık, “tek yanlı karar alma” unsuru bakımından ortaya çık- maktadır. Gerçekten de İdari sözleşmenin kendisi, iki taraflı bir hukuki işlem olmasına karşın, sözleşmenin uygulanmasında, idare, otoritesin- den kaynaklanan nedenlerle tek yanlı idari karar almaya yetkilidir. 16 İdari sözleşmede idareye bu yetkinin tanınmasının temel nedenini, ida- ri sözleşme yapılan bir durumda, kamu yararına yürütülen bir faaliyet bulunduğu için kamu yararının korunması gerektiğinden, karşı âkidin, sözleşmeye aykırı hareket ettiği zaman, idareden gelecek ve sözleşme- de öngörülen ya da öngörülmeyen birtakım yaptırım veya zorlayıcı tedbirlerle karşılaşabileceği esasının benimsenmesi oluşturur. 17 Buna karşın özel hukuk sözleşmelerinde iki tarafın karşılıklı ve birbirine uy- gun iradelerinin bulunması şart olduğundan sözleşmenin bir tarafının diğer tarafa iradesini dikte ettirebilmesi mümkün değildir. İdari sözleşme ile özel hukuk sözleşmeleri arasında son 18 temel farklılık, “uyarlama, değişkenlik” unsuru bakımından ortaya çık- maktadır. Özel hukuk sözleşmelerinde kural olarak “ahde vefa” (pac- 14 Azrak, s. 32. 15 Krş. Azrak, s. 37. 16 A.g.e., s. 30. 17 A.g.e., s. 30. 18 Ancak önem açısından son değil! (Last but not least!).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1