Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı
119 TBB Dergisi 2021 (153) Hakan KAŞKA Kanun m. 387’deki “ Sulh hâkimi evvelemirde duruşma yapmaksızın ceza tertibini mahzurlu görürse işin duruşması için bir gün tâyin eder ” hük- müyle, keza, Alman Ceza Muhakemesi Kanunu m. 408/3’teki “ (3) … Hâkim eğer duruşmasız karar vermeyi sakıncalı görüyorsa … ceza kararna- mesi ile karar vermez ve duruşma açar ” hükmüyle, mahkemenin, gerekli olması hâlinde, duruşma yaparak muhakemeyi devam ettirmesinin ve tamamlamasının mecburi olduğuna işaret edilmiştir. 32 Anlaşılabilece- ği üzere, CMK m. 251/6’da, mahkemenin, bu hususta takdir yetkisi varmış anlamına gelebilecek bir ifade kullanılmıştır. Olması gereken ya hükmün yükleminin “eder” olarak değiştirilmesi veya uygulama- da bunun zorunlu olduğunun değerlendirilmesi yoluyla durumun şekillendirilmesidir. 33 İkinci eleştiri olarak, mahkemece, basit muha- kemenin uygulanması üzerine verilen hükme karşı, CMK m. 252’ye göre karşı gelinebilmesi ileri sürülebilir. 34 Belirtilmelidir ki, eğer adil olmayan bir karar verilirse buna nasıl olsa sanığın veya başkalarının karşı geleceği varsayımından hareket edilerek hüküm kurulması isa- betli değildir. Bu varsayım, sanığın, hükmün içeriğini ve/veya doğu- racağı sonuçları anlayamaması/ tam anlayamaması ve müdafiinin de bulunmaması 35 hâlinde, daha tehlikeli bir hâl arz edecektir. 36 Fazla ola- rak, mahkûmiyet hükmü kurulduğunda ve bu hükmün içeriği hürri- 32 Mülga 1412 numaralı Kanun m. 387’ye göre, hâkimin, duruşma yapmaksızın ceza tertibini mahzurlu görmesi hâlinde sanığı duruşmaya çağırmaya mecbur olduğu ifadesi için bk. Taner, s. 121, 428. 33 Nitekim öğretide Özbek/Doğan/Bacaksız, hükmün bu hâliyle uygulamada ken- disine başvurulan bir hüküm olacağını düşünmediklerini, bir kere basit muha- kemenin uygulanması kararı veren mahkemenin, karşı gelme olmadığı sürece hüküm verme eğiliminde olacağını ifade etmektedirler. Özbek/Doğan/Bacak- sız, s. 912. Öğretide Kezer, bu hususta iki zıt ifade kullanmıştır. Şöyle ki, yazar, mahkemenin, muhakemenin genel hükümlere göre yürütülmesine gerek görmesi hâlinde re’sen buna geçiş yapacağını söyledikten sonra, takip eden açıklamaların- da, mahkemenin takdir hakkını kullanarak basit muhakemeden, genel hükümlere göre yürütülen muhakemeye geçebileceğini belirtmiştir. Ahmet Kezer, 30 Soru ve Yanıtta Seri Muhakeme Usulü ile Basit Yargılama Usulü, Adalet Yayınevi, Ankara 2019, s. 88, 89. 34 Babayiğit/Karacan, s. 883. 35 Nitekim Alman Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, ceza kararnamesi ile ceza tayi- ninde, dipnot 50’de belirtildiği hâlde mecburi müdafilik kabul edilmiştir. Kanaati- mizce, basit muhakemede de mecburi müdafilik kabul edilmelidir. Bu bağlamda, mahkeme, basit muhakemenin uygulanmasına karar verdiğinde, sanığa, bir mü- dafi görevlendirilmesini barodan istemelidir. 36 Bu nedenle olsa gerek ki, öğretide, seri ve basit muhakemede, savcılıkların ve mahkemelerin kendilerini geliştirip, dosya taraflarını, bu muhakemelerle ilgili olarak en iyi şekilde bilgilendirecekleri ifade edilmiştir. Bk. Kezer, s. 16.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1