Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

125 TBB Dergisi 2021 (153) Hakan KAŞKA 2. Yargılama Usulü Kavramı CMK, Ceza Muhakemesi Kanunu olarak adlandırıldığı hâlde; 51 esas itibarıyla, bir muhakeme türü olan basit muhakemenin, basit yar- gılama (usulü) olarak adlandırılmış olmasının bir çelişki olduğu ve isabetli olmadığı ifade edilmelidir. Muhakeme, öğretide Kunter’in ta- nımıyla, hukuki bir uyuşmazlığı çözmek üzere, iddia etme, savunma ve yargılama faaliyetlerinin birlikte/kolektif gerçekleştirildiği, bu faa- liyetleri icra eden süjelerin birlikte/kolektif hareket ettiği bir süreçtir. 52 Bu bağlamda, basit yargılama şeklindeki adlandırmaya bakıldığında, asliye ceza mahkemesi tarafından, ancak iddianamenin kabulünden sonra yani Cumhuriyet savcısı tarafından iddia etme faaliyeti gerçek- leştirildikten sonra bu muhakeme türünün uygulanmasına karar ve- rilebileceği nazarı itibara alındığında, adlandırmanın isabetli olmadı- ğı anlaşılmaktadır. 53 Keza, basit muhakemenin uygulanmasına karar verildiği takdirde, iddianame, mahkeme tarafından, sanığa, mağdura ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, bunların beyan ve savunmalarını yazılı olarak bildirmeleri istenecektir. Bunun da savunma ve iddia etme faa- liyetlerinin icra edilmesi anlamına geldiği göz önüne alındığında, basit yargılama şeklindeki adlandırmanın isabetli olmadığının söylenmesi mümkündür. Sonuç olarak, bu muhakeme türünde, âdeta yalnızca 51 Bu hususta, TBMM Adalet Komisyonunun CMK Tasarısına İlişkin Raporundaki şu ifadelerin zikredilmesi önem arz etmektedir: “Muhakeme hukukunu yargıla- ma hukuku olarak Türkçeleştirmek de doğru değildir, çünkü yargılama “kaza”nın Türkçesidir ve kaza, muhakemeyi oluşturan üç görevden sadece biridir. Muha- keme yerine yargılamayı tercih etmek, kaza yerine de yargı tabirini kullanmayı zorunlu kılmaktadır. Oysa yargı-yargılama ilişkisi, bir şey ile onu yapan veya alet olarak kullanan kişinin ilişkisidir. Başka bir ifadeyle; yargı, kaza faaliyetini değil, bu faaliyetin sonunda yapılan şeyi veya o faaliyette kullanılan aleti ifade etmekte- dir. Bu faaliyeti yapan kişi, yani hâkim veya yargıç “yargılar”. Dolayısı ile kaza ve muhakeme faaliyetleri farklıdır. Kaza sadece hâkimlerin yaptığı faaliyetin adıdır. Muhakeme ise, davacının, davalının ve hâkimin yaptıklarından oluşan üçlü bir faaliyeti ifade eder”. Rapor için bk. Cumhur Şahin, Ceza Muhakemesi Kanunu Gazi Şerhi, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005, s. 79. 52 Kunter, s. 5, kn. 3, s. 13, kn. 5. 53 CMK m. 251/1 – “(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını ge- rektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir”. Bu bağlamda, her ne kadar, CMK m. 251/3’e göre, hüküm, mahkemece duruşma ya- pılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın verilecek olsa da CMK m. 251/1’e göre, bu muhakeme türü için öncelikle ve mutlaka Cumhuriyet savcısı tarafından bir iddianamenin, asliye ceza mahkemesine sunulması gerekmektedir. Aksi yönde görüş için bk. Özbek/Doğan/Bacaksız, s. 912.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1