Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı
126 (Olan ve Olması Gereken Açısından) Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Basit Muhakeme mahkemenin bir faaliyeti varmış gibi basit yargılama şeklindeki bir adlandırmadan vazgeçilmeli, CMK’nın adında olduğu gibi, basit mu- hakeme kavramı tercih edilmelidir. 54 54 Öztekin Tosun, Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri Muhakemenin Yürüyü- şü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Sulhi Garan Matbaası, İstan- bul 1973, s. 56; Kunter, s. 802, 803, dn. 98. Öğretide Kunter, ceza kararnamesi ile ceza tayini sürecinin bir muhakeme olmadığını ifade etmiştir; çünkü bu süreçte, buna ilişkin düzenlemelere göre, savunma faaliyeti gerçekleştirilmiyordu. Buna karşılık, bir muhakemeden bahsedilebilmesi için bunun mutlaka çelişmeli olması gerekmektedir. Daha açık ifadeyle, muhakemede, iddia etme makamının hükmü, savunma makamının hükmü ve yargılama makamının hükmü birlikte bulunmalı, muhakeme neticesindeki hüküm, kolektif verilmelidir. Böylelikle hüküm, birden fazla hükmü, tek bir hüküm hâline getiren bir sentez niteliğinde olacak, şüpheyi yenerek, gerçeğe uygunluk demek olan hakikati ifade edecektir. Bk. Kunter, s. 39, 40, kn. 21, s. 804, dn. 101. Öğretide Tosun, o dönemde bile, ceza kararnamesi ile ceza tayini sürecinin bir muhakeme olduğunu; çünkü burada, savcının, ceza verilmesi istemekle bir iddiasının bulunduğunu, keza, hâkimin bu isteği kabul ederek veya reddederek yargılama yaptığını, savunmanın da yine var olduğunu; fakat ertelenmiş olduğunu ifade etmiştir. Bk. Tosun, Muhakemenin Yürüyüşü, s. 56. Kanaatimizce basit muhakemede, madem artık sanığın ve mağdurun beyan ve savunmalarının da alınması gerekmektedir, yani öğretide Kunter’in tabiriy- le, bunların da hükümlerine yer verilmektedir, artık gerçekleştirilen faaliyetin bir muhakeme olduğunun söylenmesi mümkündür. Sulh ceza hâkiminin ceza karar- namesi ile ceza tayinini, basit bir muhakeme usulü olarak adlandıran görüş için bk. Taner, s. 426. Basit muhakemenin, mahkemenin etkin bir rol üstlendiği bir muhakeme türü olduğu yönünde bk. Zahit Yılmaz/Özge Apiş, “Seri Muhakeme ve Basit Yargılama Düzenlemelerinin Değerlendirilmesi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi , C. 26, S. 1, Haziran 2020, s. 65. Basit muhakemenin, basit kovuşturma veya hızlı kovuşturma şeklinde adlandı- rılmasının daha doğru olabileceği yönünde bk. Kızılarslan, s. 1907. Kanaatimizce, burada mahkemenin icra ettiği faaliyetten hareketle, müessesenin, basit kovuş- turma şeklinde adlandırılması isabetli değildir. İlk olarak, basit muhakemede yal- nızca mahkeme tarafından icra edilen bir faaliyet bulunmamaktadır. İkinci ola- rak, burada, yalnızca mahkeme tarafından gerçekleştirilen bir faaliyet olsa bile, kovuşturma, mahkeme tarafından gerçekleştirilebilecek bir faaliyet olmadığı için bunun, kovuşturma şeklinde adlandırılması isabetli değildir. Hakikaten kovuş- turma, biri faaliyet olarak biri de CMK m. 2/1-f’de öyle tanımlandığı için evre ola- rak iki anlama sahiptir. Faaliyet olarak kovuşturma, iddia makamının şüphesinin kuvvetlenip sanı hâline gelmesi, böylelikle, şüphelinin, sanık olması ile başlayan ve bu şüphenin yenilmesi ile sona eren iddia etme faaliyetidir. Bk. Kunter, s. 194, kn. 98; Feridun Yenisey, Uygulanan ve Olması Gereken Ceza Muhakemesi Huku- ku Hazırlık Soruşturması ve Polis, 2. Bası, Beta Yayıncılık, İstanbul 1991, s. 106. Bu cümleden olmak üzere, örneğin, şüphelilerden birinin, iddianamenin düzenlene- bilmesi için ifadesinin alınması veya şüpheli hakkında tutuklama koruma tedbi- rinin uygulanmasının istenmesi, birer kovuşturmak işidir, yani kovuşturmadır. Bk. Kunter, s. 195; Yenisey, s. 106; Yurtcan, s. 204, 205. Anlaşılabileceği üzere, fa- aliyet olarak kovuşturma, Cumhuriyet savcısı tarafından gerçekleştirilebilir. Evre olarak kovuşturma ise CMK m. 2/1-f’ye göre, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder ve bu evrede yetkili merci,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1