Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

136 (Olan ve Olması Gereken Açısından) Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Basit Muhakeme Bu durumda, artık 01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş dosyalarda basit muhakemenin uygulanmasına karar verile- bileceği gibi, Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin çeşitli kararlarında da be- lirtildiği üzere, istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında bozularak ilk derece mahkemesine tekrar gönderilen dosyalarda, CMK’nın Tanım- lar başlıklı 2. maddesinde kovuşturma evresi, iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre olarak tanımlan- dığı yani kanun yolları aşaması da bu evreye dâhil olduğu için, basit muhakemenin uygulanmasına karar verilebilecektir. 73 etmiştir. Bk. http://hudoc.echr.coe.int/eng-press?i=003-2852538-3141908, Erişim Tarihi: 07.02.2021; Ayrıca bk. Doğru/Nalbant, s. 862. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının isabetli olduğu yönünde bk. Özbek/Do- ğan/Bacaksız, s. 913; Centel/Zafer, s. 1026, 1027. 73 Bu bağlamda, Yargıtay uygulamasının, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kara- rı doğrultusunda şekillendiğinin söylenmesi mümkündür. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin, 28.09.2020 tarihli ve Esas: 2020/1515, Karar: 2020/11589 numaralı kararında, şu ifadeler yer almaktadır: “Anayasa Mahkemesinin söz konusu ka- rarından açıkça anlaşılacağı üzere, Anayasa’nın “Temel Hak ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmının “Kişinin Hak ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan “suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesinin bir gereği olan “lehe kanun” ilkesinin”, gerek iddianamenin kabulünden başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar devam eden kovuşturma sü- recinde gerekse hükmün kesinleşmesinden başlayıp tamamen infaz edilene ka- dar uygulanması Anayasal bir zorunluluktur. … Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararının sadece ilk derece mahkemelerinde görülmekte olan dosyalar açısından değil, hükme bağlanan, istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında bulunan dosya- lar için de uygulanması, Anayasa’nın 90/5. maddesinin bir gereğidir. … AİHM Büyük Dairesi’nin 17.09.2009 tarihinde verdiği Scoppola-İtalya kararında, ceza miktarını azaltan yargılama usulü kurallarının fail lehine geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiğine ve Sözleşme’nin 7. maddesinin bu hususu kapsadığına hükmedilmiştir.//CMK’nin “tanımlar” başlıklı 2. maddesinde açıkça yazılı oldu- ğu üzere, “kovuşturma” kavramının; iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade etmesi, dolayısıyla istinaf ile temyiz in- celeme aşamalarını da kapsaması karşısında, temyiz aşamasında olan dosyaların da kovuşturma evresine geçilmiş dosyalar olarak kabulü gerektiği açıktır. Keza, 01.01.2020 tarihinden önce hükme bağlanarak temyiz incelemesinde olan dosya- ların “basit yargılama usulü”nün uygulanması dışındaki gerekçelerle bozulması halinde hükme bağlanmamış sayılacağı, bozma üzerine ilk derece mahkemele- rince “basit yargılama usulü”nün uygulanmasının imkân dahilinde olabileceği, bu durumun da aynı tarihlerde suç işleyen veya ceza dosyaları hükme bağlanan sanıklar arasında eşitsizliğe neden olan uygulamalara sebep olabileceği de de- ğerlendirilmiştir.//Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen CMK’nın 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürür- lük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı “hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden” kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen “suç ve cezaların kanuniliği” ve “lehe kanun” ilkele-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1