Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

142 (Olan ve Olması Gereken Açısından) Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Basit Muhakeme cezanın öngörüldüğü hâllerde de nitelikli hâller karşılığında yapılacak artırımın oran olarak belirtildiği hâllerde de eğer hapis cezasının üst sınırı, basit muhakemenin kapsamı dışında kalıyorsa istisna niteliğin- deki bir kurum olduğu için basit muhakeme uygulanmamalıdır. 90 4. Yaş Küçüklüğü, Akıl Hastalığı, Sağır ve Dilsizlik Hâllerinin veya Soruşturma veya Kovuşturma Yapılması İzne veya Talebe Bağlı Suçların Bulunmaması CMK m. 251/7’ye göre, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dil- sizlik hâlleri veya soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı suçlar bulunduğu takdirde, basit muhakemenin uygu- lanması mümkün değildir. Madde gerekçesinde, bu hâllerde, faillerin özel durumları sebebiyle elde edilen delillerin duruşmada tartışılma- sının ve taraf beyanlarının bizzat hâkim tarafından alınmasının gerekli olduğu ifade edilmiştir. Anlaşılabileceği üzere, bu hâllerde, çelişme ilkesine tam riayet edilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik ise delillerin mutlaka duruşmada tartışılması ve taraf beyanlarının sözlülük ilkesi- ne uygun bir şekilde bizzat hâkim tarafından alınması şeklinde ikinci bir gerekliliği ortaya çıkarmaktadır. Böylelikle, kanun koyucu, çeliş- meli muhakeme ilkesinin ve duruşmanın önemini, çelişme ilkesinin ise en yoğun bir şekilde duruşmada gerçekleşebileceğini kabul etmiş olmaktadır. Bu hususa, basit muhakemeye, muhakemenin adalet özel- liği açısından yöneltilen eleştirilerde işaret edilmiştir. 5. Basit Muhakeme Kapsamında Olan Bir Suç ile Bu Kapsamda Olmayan Bir Suçun Birlikte Muhakemenin Konusunu Oluşturmaması CMK m. 251/8’de, basit muhakemenin koşullarından biri de “ Ba- sit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz ” şeklinde ifade edilmiş- tir. Kanaatimizce, koşul, iddianamede, basit muhakeme kapsamında olan bir suç ile bu kapsamda olmayan bir suçun birlikte konu edil- miş olması şeklinde anlaşılmalıdır. Aksi takdirde, 1982 Anayasası m. 38/4’te, “ Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. ” şeklinde düzenlenmiş olan suçsuzluk karinesi ihlal edilmiş olacaktır. 90 Yılmaz/Apiş, s. 88, 89.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1