Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

254 Kamu Görevlilerinin Özel Hayatlarına İlişkin Hususların Disiplin Soruşturmasına Konu Edilmesi ğerlendirildiğinde özel hayat ve disiplin süreci birlikte değerlendiril- diğinde şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır: • Özel hayata saygı, mahremiyet alanı dışında başka insanlarla ilişki kurmak ve söz konusu ilişkileri geliştirmek hakkını da içerdiğin- den devletin özel hayatın gizliliğini ve dokunulmazlığını muhafa- za konusunda pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. • Özel hayatın gizliliği hakkı üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir mahiyetinde olması nedeniyle başvurulabilecek son çare ya da alınabilecek en son önlem niteliğinde olması gere- kir. • Kamu görevlilerinin mesleki yaşamlarıyla da bütünleşen bazı özel hayat unsurları açısından tabi tutulabilecekleri sınırlamaların sı- nırlı ve takdir alanının dar olduğu unutulmamalıdır. • Kişinin mahremiyet alanında cereyan eden ve rızası ile alenileş- tirmediği eylem ve davranışlardan sorumlu olması söz konusu değildir. • Kişinin özel yaşama dair eyleminin disiplin soruşturmasına konu edilebilmesi için esasen eylemin mesleki faaliyet ile ilgisinin bu- lunması olmazsa olmaz koşuldur. • İsnat edilen eylemlerin mesleki faaliyet ile ilgisinin olması için ise eylemin mesleki hayatı üzerindeki etkilerinin ve anılan eylemlerin kurumun işleyişi üzerindeki etkisi ve risklerinin olduğunun ge- rekçeleriyle ortaya konması gerekmektedir. • Özel hayatta işlenmiş olan fiilin kamusal görevin düzenini bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını olumsuz şe- kilde etkileyen bir yönü bulunmalıdır. • Anayasa’nın 20. maddesi çerçevesinde bireyin bireysel yararı ile kamunun yararı arasında adil ve ölçülü bir dengenin gözetilmesi- nin zorunludur. • Özel hayata ilişkin hukuka aykırı olarak elde edilen deliller yürü- tülen disiplin soruşturmasında geçerli delil olarak kabul edilemez ve bu hukuka aykırı delillere dayanılarak işlem tesis edilemez.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1