Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

289 TBB Dergisi 2021 (153) Gülden ŞİŞMAN nu bakış açısı ile değerlendirip değerlendiremeyeceğimizdir. Bu soru özellikle sahte belge düzenleme fiilinde karşımıza çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu’ndaki sahtecilik suçları ve Vergi Usul Kanunu’ndaki sahte belge düzenleme suretiyle kaçakçılık suçunda korunan hukukî değer bu soruya cevap ararken önem ifade etmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen sahtecilik suçları ile korunan hukukî değer ‘kamunun belgeye olan güvenini’ korumak iken Vergi Usul Kanu- nu’ndaki sahte belge düzenleme ve kullanma suçları ile korunan de- ğer devletin vergilendirme yetkisidir. Bu yetkinin korunması yoluyla devlet hazinesinin kayba uğramasının önüne geçilir. Dolayısıyla da belgeye güven burada korunan bir değer olarak karşımıza çıkmadı- ğı için belgenin şekil şartına uygun düzenlenmiş olup olmaması da suçun oluşumu açısından önem ifade etmemelidir. Belgenin şekil şartlarına aykırı olarak düzenlenmesi usulsüzlük kabahatinin tamam- lanması açısından dikkate alınması gereken bir konudur. Türk Ceza Kanunu’ndaki sahtecilik suçlarında kamu güveninin korunabilmesi için doğrudan belgenin şeklinin korunması amaçlanmıştır bu nedenle de Türk Ceza Kanunu’nda belgenin şekil şartlarına uygun olarak dü- zenlenmiş olması; dolayısıyla da aldatma kabiliyetinin olup olmaması suçun unsuru olarak kabul edilmiştir. Vergi Usul Kanunu ceza kanunu olmamakla beraber ceza hükmü içeren özel nitelikli bir kanundur. Bu nedenle Vergi Usul Kanunu’nun korunan hukukî yararı da göz önünde bulundurursak birebir Türk Ceza Kanunu ile uyum sağlamasını bekleyemeyiz. Vergi Usul Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nun birebir uyumlu olduğunu da söylememiz mümkün değildir. Bu hususa verebileceğimiz en güzel örnek dava zamanaşımıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımı, 47 suçun işlendiği tarihten kanunda belirtilen süre 47 Dava Zamanaşımı Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl, c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda o beş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlar- da sekiz yıl, geçmesiyle düşer. (2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on se- kiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1