Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı
290 Sahte Belgedeki Şekil Şartına Aykırılığın Vergi Kaçakçılığı Suçuna Etkisi geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanunî süre içinde sonuçlandırılmamış ise, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Türk Ceza Kanunu’ndaki dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı süreleri ka- çakçılık suçları için de uygulanacaktır. Ancak Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen tevsik edici belgeleri saklama ve ibraz için öngörülmüş olan 5 yıllık süreyle uyumlu değildir. Şöyle ki 5 yıllık sürenin dolması ile birlikte mükellefin belgeleri ibraz ve saklama yükümlülüğü sona er- mektedir. Kaçakçılık suçunun oluşumunda sahte belge düzenleme ve kullanma fiilinde mükellef belgeleri sunmadığı için herhangi bir ceza almayacaktır. Dolayısıyla da Türk Ceza Kanunu’nda vergi suçları için uygulanacak sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün olmayacaktır. SONUÇ Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçuna neden olan fiillerden biri de sahte belge düzenleme ve kullan- ma fiilidir. Sahte belge düzenlemek veya kullanmak suretiyle işlenen kaçakçılık suçlarında şekil denetiminin suçun maddî unsuru olup olmadığı önem ifade etmektedir. Yerleşmiş olan Yargıtay kararlarını değerlendirdiğimizde sahteciliğe konu olan belgenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmesi suçun maddî unsuru olarak kabul edil- miştir. Gerekçe olarak da Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. davası düşer. (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itiba- rıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulunduru- lur. (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır. (5) (Değişik: 29.6.2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerek- tiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar. (6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halin- de kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar. (7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müeb- bet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1