Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

307 TBB Dergisi 2021 (153) Barış DEMİRSATAN men ayrı olup evlilik nedeniyle boşanma halinde talepte bulunmaları olanaklı değildir. 29 Boşanma esnasında erkek eş, bu sözleşmeye aykırı taleplerde bulunmuştur. İlk derece mahkemesinde evlilik sözleşmesine sınırlı bir önem at- fedilebileceği gerekçesiyle erkek eş lehine karar verilmiş, istinaf baş- vurusu üzerine evlilik sözleşmesine ağırlık verilmek suretiyle eşin salt kariyeri aleyhine yaptığı fedakârlık ve çocukları yetiştirmesi nedeniyle sınırlı kazandırmada bulunulabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Yüksek Mahkeme, erkek eşin yaptığı temyiz başvurusunu evlilik sözleşmesi- nin yeterince hükme esas alınmış olduğundan bahisle reddetmiştir. Bu kararda Yüksek Mahkeme, somut olayın koşulları tarafları sözleşmey- le bağlı tutmanın adil olmadığını göstermedikçe, tarafların özgür ira- deleriyle ve tüm sonuçlarını öngörerek yaptıkları evlilik sözleşmesine mahkemelerin etki atfetmesi gerektiğini belirtmiştir. 30 Böylece evlilik sözleşmeleri, adil olmayan sonuçlar doğurdukları kanıtlanmadıkça mahkemeleri takdir yetkileri açısından bağlayıcı nitelik kazanmış- tır. 31 Bu itibarla söz konusu sözleşmelerin kamu düzenini ihlal edici olduklarına ilişkin süregelen içtihattan dönülmüştür. Şu kadar ki adil olmayan sonuçların doğması halinde anlaşmanın göz ardı edilmesi mahkemelerin takdir yetkilerini koruduğunu göstermektedir. 32 Söz konusu sözleşmeler bakımından bağlayıcılık karinesinin yaratıldığı ifade edilebilir. 33 V v V ile AH v PH kararlarında eşler arasındaki eşitsiz durumun evlilik sözleşmelerini yok saymaya yeterli olmadığı, koru- yucu tutuma gerek olmadığından bahisle evlilik sözleşmeleri boşanma kararlarında esas alınmıştır. 34 29 Thompson, s. 21. 30 Thompson, s. 23; Scherpe/Sloan, s. 182; Ersen Perçin, s. 16. 31 Thompson, s. 25; Herring, Relational Autonomy, s. 35; Kararın sosyolojik yönden eleştirisi: Sharon Thompson, “In Defence of the ‘Gold-Digger’”, Oñati Socio-legal Series, C. 6, S. 6, 2016, s. 1229 vd. 32 Thompson, s. 26: Yazar, evlilik anlaşmalarının boşanmayı öngördükleri gerekçe- siyle hükümsüz sayılması gerekçesinin tamamen aşıldığına işaret etmektedir. 33 Sanders, s. 582. Z v Z [2011] EWHC 2878 (Fam) [33-34] kararında, Yüksek Mahke- menin verdiği kararla evlilik sözleşmelerine karşı tutumun şiddetli biçimde de- ğiştiği, irade özerkliğine ağırlık verildiği vurgulanmıştır. 34 Thompson, s. 29. Buna karşılık GS v L [2011] EWHC 1759 kararında kadın eşin evlilik sözleşmesiyle eşinin ölümü halinde kendi mali güvenliğini temin etmeyi amaçladığından hareketle anlaşmanın amacında ortak niyet bulunmadığı gerek- çesiyle evlilik sözleşmesini uyuşmazlıkta uygulamamıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1