Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

323 TBB Dergisi 2021 (153) Barış DEMİRSATAN durulmalıdır (TBK m. 52/I). 103 Zira burada da menfaat kaybının ger- çekleşmesine yönelmiş ancak hükümsüz irade beyanı bulunmaktadır. Bununla birlikte sözleşme, doğrudan doğruya tazminatın indirilmesi ve hatta tazminattan sarfınazar edilmesine yol açan olgu olarak kabul edilemez. 104 Evlilik sözleşmesi ile boşanma arasındaki sürenin kısalığı, evlilik birliği devam ederken eşin sözleşmenin geçerliliğine ilişkin iti- razda bulunmaması ve evlilik sözleşmesi kurulurken talepte bulunanın aleyhine hakkaniyetsizliğin söz konusu olmaması özellikle nazara alı- nacak hususlar arasındadır. Bu olguların bulunmaması veya daha az yoğunlukla bulunması halinde, tazminatın indirilmesi veya tazminat- tan sarfınazara edilmesi bakımından sözleşmenin nazara alınmasında daha ölçülü olunabilir. Ayrıca, hükümsüz evlilik sözleşmesinde mal rejiminin tasfiyesi kapsamında hiçbir talebin ileri sürülmeyeceği kabul edilmişse, bunun maddi tazminat açısından indirim sebebi olarak de- ğerlendirilmesi mümkündür. Zira mal rejiminin tasfiyesine ilişkin ka- rarlaştırılmış hükmün geçersizliği, maddi tazminat talep eden tarafın mal rejiminin tasfiyesinden tamamen istifade etmesine sebep olur. Bu durumda, ilgili tarafın evliliğin devamında beklediğinden daha fazla maddi menfaat elde etmesi söz konusu olur. Oysa hükümsüz evlilik sözleşmesiyle bu açıdan da menfaat kaybına yönelik ve tazminatın in- dirilmesinde dikkate alınabilecek bir irade açıklaması mevcuttur. 103 Rıza, hükümsüz olması itibarıyla hukuka uygunluk sebebi olarak sonuç doğuramı- yorsa da tazminatın belirlenmesinde indirim sebebi olarak nazara alınabilir: Musta- fa Tiftik, Akit Dışı Sorumlulukta Maddi Zararın Kapsamı, Ankara 1994, s. 100; Ha- luk N. Nomer, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2017, N. 133.1; Mustafa Dural/Tufan Öğüz, Türk Özel Hukuku Cilt II Kişiler Hukuku, İstanbul 2017, s. 150; Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2018, s. 548; Haluk Tandoğan, Türk Mes’uliyet Hukuku, İstanbul 2010, s. 321; Eren, N. 2393; M. Kemal Oğuzman/Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. II, İstanbul 2018, N. 63; Antalya, C. II, s. 463; Başak Baysal, Zarar Görenin Kusuru, İstanbul 2012, s. 45. Hükümsüz rıza ile zarar arasında nedensellik bağı dahi bulunmayabilir, bu durum- da TBK m. 51 uyarınca indirim yapılması mümkündür: Haluk N. Nomer, Haksız Fiil Sorumluluğunda Maddi Tazminatın Belirlenmesi, İstanbul 1996, s. 106. Huku- ka uygunluğu temin edemeyen hükümsüz rızanın, tazminatın indirilmesi sebep- leri arasında zarar görenin kusuru olarak mı değerlendirileceği yoksa ayrı indirim nedeni olarak mı kabul edileceği tartışmalıdır (Farklı olduğu görüşünde: Baysal, s. 44; Aynı nitelikte olduğu görüşünde: Oğuzman/Öz, C. II, N. 375; Nomer, N. 133; S. Sulhi Tekinay/Sermet Akman/Haluk Burcuoğlu/Atilla Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 490 ancak karş. 593; Feyzi N. Feyzioğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. I, İstanbul 1976, s. 536). Bu olgu her halükarda indirim sebebi teşkil ettiğinden, söz konusu tartışma salt kuramsal niteliktedir. 104 TBK m 51-52 hükümlerindeki indirim sebeplerinin hâkimi bağlayıcı olmadığı hak- kında: Oğuzman/Öz, C. II, N. 365; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 591 vd.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1