Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

25 TBB Dergisi 2021 (153) Fahri Gökçen TANER lanmıştır. 78 Çocukların cinsel istismarı suçu bağlamında ortaya çıkan bu gelişmeler, mağdurla yapılan görüşmenin önemini anlamak bakı- mından önemli bir başlangıç noktasıdır. Sonuç olarak ceza muhake- mesi hukukunda mağdur hakları bağlamında ortaya çıkan gelişmeler göz önüne alındığında, adli görüşme odaları aracılığıyla mağdurun beyanının alınması ve ona uzman vasıtasıyla soru sorulmasına yöne- lik düzenleme, adil yargılanma hakkına getirilen ölçülü bir kısıtlama ve yerinde bir dengeleyici tedbir olarak kabul edilmelidir. Ancak bu noktada kırılgan mağdur bağlamında yukarıda açıkla- nan Al-Khawaja testinin ilk sorusu olan “ tanığın duruşmaya getirilmemesi için makul bir sebep var mıdır?” sorusunun mahkeme tarafından gerek- çeli olarak cevaplanması şarttır. CMK’nın 236/4. maddesinde yer alan “ Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların” ifadesi bu bağlamda değerlendirilmeli, mahkeme mağdurun içinde bulunduğu durumu başvurulan özel dinleme usulüyle ilişkilendirmelidir. Burada değer- lendirmeyle kast edilen, hâkimlerin zihinlerinde yaptıkları akıl yürüt- me değil, söz konusu akıl yürütmenin gerekçeli karara dönüşmesidir. Böylece yapılan işlem taraflarca ve daha sonra kanun yolunda mahke- melerce sorgulanabilecek ve denetlenebilecektir. Gerekçe konusunda, İskoçya’da 2004 yılında yürürlüğe giren Kırıl- gan Tanık Kanunu (Wulnerable Witness Act), iyi bir örnektir. Söz ko- nusu düzenlemede, kırılgan tanığın ve dolayısıyla inceleme konumuz bakımından kırılgan mağdurun belirlenmesi konusunda mahkemenin kullanabileceği birtakım ölçütler ortaya koyulması nedeniyle, bu dü- zenleme üzerinde ayrıntılı olarak durmak istiyoruz. Bu Kanun uyarınca iki tür kırılgan tanık vardır. Bunlar: • “Muhakemenin başlangıç tarihinde 16 yaşından küçük olan kimseler (ço- cuk tanıklar) • Çocuk tanık olmamasına karşın; zihinsel rahatsızlığı, korku veya stres nedeniyle kendisinden elde edilecek delilin kalitesinin düşmesi mümkün olanlar. 78 Bkz. Sarıca-Coşkun, s. 4.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1