Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı
60 Şüpheli ve Sanığın Ceza Muhakemesi İşlemlerine Katlanma Yükümlülüğüne Getirilen ... rekleriyle bağdaşmadığı, kişinin sağlığını tehlikeye sokan, hatta yapı- lan işleme göre komplikasyona neden olabileceği öğretide haklı olarak savunulmaktadır. 79 Sorunun çözümüne yönelik öğretide teklif niteliğinde bazı görüş- lere yer verildiğini görmekteyiz. Bu konudaki bir görüşe göre, sanığın kendi bedenine ilişkin muamelelere rızası yoksa bir müdafiye müra- caat imkânı tanınmalı, muameleyi durdurucu etkisi olan itiraz hakkı mümkün olmalı ve bir bilirkişinin mütalaası alınmalıdır. Fakat vahim olmayan tedbirlerin alınmasına sanık engel olamamalıdır. 80 Diğer bir görüşe göre ise hâkim kararına rağmen kişi muayene ya- pılmasını kabul etmiyorsa, o işlemin mutlaka yapılmasının gerekip ge- rekmediğini somut olaydaki koşullara göre gösteren ikinci bir hâkim kararı alınmalıdır. Yapılacak muayene ile kişiye ağır bir zarar verilme- sinin bu sayede önlenebileceği ifade edilmektedir. 81 Kanaatimizce “gözlem altına alma” sürecinde olduğu gibi bir dü- zenlemeye yer verilmesi düşünülebilir. Şüpheli veya sanığın ceza mu- hakemesi işlemine itiraz etmesi durumunda, aynı gözlem altına alma işleminde olduğu gibi, itirazın kararın yerine getirilmesini durdurması daha teminatlı bir yöntem olabilir. Yapılacak işlem öncesi itiraza konu kararın başka bir hâkim veya mahkeme heyetince incelenebilmesi ve itirazın sonucuna göre işlem yapılmasının tereddütleri ortadan kaldı- rabileceği kanaatindeyiz. Olmaksızın Tıbbi Ameliyeye Tabi Tutulmama” başlıklı 22. maddesi ile de çelişme- diği belirtilmektedir (Ünver/Hakeri, (2019, C.1), s.614). Adı geçen Yönetmelik’in 22. maddesinde; “Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rıza- sı olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamayacağı belirtmekte(f.1), ancak suç işlediği şüphesi altında olan kişinin, muhtemel delillerin kendisinin ya da mağdurun vücudunda olduğu düşünülen hallerde, bu delillerin ortaya çıkarılması için hâkim, gecikmesinde sakınca bulu- nan hallerde Cumhuriyet savcısı kararı ile sanığın ve mağdurun tıbbi ameliyeye (müdahaleye) tabi tutulabileceği (f.2-3)” ifade edilmektedir. 79 Kızılarslan, s. 217-218; Yenisey/Nuhoğlu ise rıza dışı muayene sonucu elde edile- cek delillerin güvenilirliği yönünden tespitte bulunmuştur. Özellikle genital mu- ayenelerde rızanın aranması gerektiğini, aksi takdirde bu muayenede %95 hatalı sonuçlara ulaşılacağını belirtmektedir (Yenisey/Nuhoğlu, s. 636). 80 Faruk Erem, “Susma Hakkı”, Bursa Barosu Dergisi , 1980, s. 11 (naklen İtişgen, s.49). 81 Yenisey/Nuhoğlu, S.636.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1