Türkiye Barolar Birliği Dergisi 153.Sayı

61 TBB Dergisi 2021 (153) Ali Tanju SARIGÜL Fransa örneğinde olduğu gibi (Fransız Ceza Usul Kanunu m.55/ son), muayeneye rızası olmayan şüpheli ya da sanığa hâkim kararına karşı geldiği için ceza yaptırımı uygulanması da düşünülebilir. Ancak bu durumda, söz konusu norm şüpheli/sanık bakımından itaat nor- muna dönüşecek, kolluğun delil toplama işini kolaylaştırmak için bir zorlama aracı olacaktır. Kural tam anlamıyla kişinin kendi aleyhine delil toplanmasında iş birliği yapmamasını cezalandırma niteliğinde olacaktır. Bu yönüyle böyle bir düzenlemenin “susma ve kendini suç- lamaya zorlanamama” hakkının özüne zarar verebilecek nitelikte ol- duğunu düşünmekteyiz. 82 SONUÇ İHAM kararları incelendiğinde, katlanma yükümlülüğü kapsa- mında delil elde etmek amacıyla zor kullanılabileceğinin kabul edil- diği anlaşılmaktadır. Ancak şüpheli/sanığın susma hakkı ve kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyetinin, devletin güç kullanma- sı yoluyla ortadan kaldırılmasına karşı korunması gerektiği İHAM içti- hatlarında vurgulanmaktadır. Ceza yargılamasında bireysel savunma makamını temsil eden süje olan şüpheli/sanığın maddi bir obje gibi değerlendirilip rızası hilafına delil aracı olarak işlemlere tabi tutulması nemo tenetur ilkesinin içeriğinin sadece susma hakkı kapsamına indir- genmesine neden olacaktır. Katlanma yükümlüğünün sınırlarının hukuk devleti ilkesi, ölçü- lülük ilkesi ve insan onurunun dokunulmazlığı ilkeleri çerçevesinde somut olay kapsamında belirlenmesi gerekmektedir. 82 Ünver/Hakeri tarafından 2918 sayılı Kanun’un 48/9. maddesinde düzenlenen “Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır” düzenlemesi yönünden benzer görüşlere yer verilmiştir (Ünver/Hakeri, (2019, C.1), s.607). 2918 sayılı Kanun’un bu maddesinin yaptırım hükmü nemo tenetur ilkesine aykı- rılık gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine götürülmüş ise de Anayasaya aykırı bu- lunmamıştır. Karşı oy gerekçesinde ise söz konusu yaptırımın kişinin kendi aley- hine delil sunmaya zorlanmama hakkına aykırılık teşkil ettiği, Anayasanın 38/5. maddesine aykırı olduğu görüşüne yer verilmiştir (AYM, 24.11.2014, E.2014/178, K.2014/178 (RG: 04.03.2015).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1