Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

90 Ceza Muhakemesinde Tanık Beyanının Tartışılması ve Değerlendirilmesi maddesinin ikinci fıkrasında da “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” denilmek suretiyle hukuka aykırı delillerin mutlak olarak değerlendirilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Kanaatimizce de hukuka aykırı delillerin hiçbir ayrım ya- pılmaksızın değerlendirilmemesi gerekir. Ancak, hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması duru- munda hukuk aykırı delilden de söz edilemeyeceğini gözden uzak tutmamalıyız. Delilin elde edilişine dair hukuka uygunluk nedenleri- nin varlığının kabulü de, hukuka aykırı delillerin değerlendirilmemesi gerektiğine dair kuralın esnetilmesi anlamına gelmemektedir. 2. Nispi Değerlendirme Yasağı Nispi değerlendirme yasağı ile delilin, bu kapsamda tanık beya- nının elde edilişinde ihlal edilen hak ile delilinin hukuka aykırı ka- bul edilmemesi halinde ihlal edilecek hak arasında orantılı bir değer- lendirme yapılması gerektiği kabul edilir. 94 Buna göre, somut olayda delilin elde edilişinde sanığın ihlal edilen hakkının, devletin suçları cezalandırmasına dair hakkından ya da daha doğru bir ifadeyle çıka- rından daha üstün olması halinde hukuka aykırı delil kullanılamamalı ve değerlendirilmemeli; hukuka aykırı delilin elde edilişinde sanığın ihlal edilen hakkı çok önemli olmayıp, devletin suçları cezalandırma- sına dair çıkarından daha üstün değil ise hukuka aykırı delil kullanılıp değerlendirilebilmelidir. 95 Ülkemizde Anayasa kuralı ve ilgili mevzuat gereğince hukuka aykırı olan delillerin ve bu kapsamda tanık beyanının istinasız olarak, mutla bir şekilde kullanılmaması ve değerlendirilmemesi gerekir. Bu- nunla birlikte, Yargıtay’ın nispi değerlendirme yasağını benimsediğini söyleyebileceğimiz bazı kararları da bulunmaktadır. Örneğin; CMK’nın 52’nci maddesi gereğince tanıkların ayrı ayrı dinlenilmeleri gerekir iken yargılamayı yapan mahkemenin buna uymaksızın tanıkları dinlemiş olması halinde, her ne kadar tanık beyanlarının alınmasında hukuka aykırılık olsa da söz konusu durum sonuca etkili bulunmadığı takdirde tanık beyanlarının delil olarak değerlendirilebileceği kabul edilmiştir. 96 94 Nur Centel/Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, B. 8, Beta Yayınevi, İstan- bul, 2011, s. 690. 95 Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, a.g.e., s. 1473. 96 Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.6.2007 tarih ve E. 2007/7-147, K. 2007/159 sa- yılı ilamı; Yargıtay 5. CD’sinin 12.12.1992 tarih ve E. 1992/174, K. 1992/465 sayılı ilamı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1