Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

13 TBB Dergisi 2021 (154) Süleyman ÖZAR Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları içerisinde de oldukça önemli bir yere sahip olan aydınlatılmış onam; 46 tıbbi mü- dahaleye başlamak, devam etmek ya da müdahalenin durdurulması, reddedilmesi konusunda ilgilinin karar verebilmesi için, içinde bulun- duğu duruma ilişkin bütün gerçeklerin ortaya konulmuş olmasıdır. 47 Tıbbi müdahale hakkında aydınlatılan kişi, kanunun zorunlu kıl- dığı haller dışında “kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmak- ta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir” (HYY m. 25). Bu düzenlemesiyle Yönetmelik, tedaviyi ret hakkı bakı- mından hastanın kişiliğine saygıyı esas alan, çağcıl gelişmelere uygun bir pozisyon almış durumdadır. 48 d. Rıza beyanı İlgilinin açık ya da örtülü, yazılı ya da sözlü ama bir şekilde ira- desini açık etmiş olması gerekir. 49 Özel bir düzenleme yoksa rıza açık- lamasının biçimi önemli değildir. 50 Sonuçta fiil, rıza beyanını arkasına 46 Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının “Aydınlatılmış Onam” başlıklı 26. maddesi şu şekildedir: “Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası teda- vi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişi- nin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir. Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. Hekim temsilci- nin izin vermemesinin kötü niyete dayandığını düşünüyor ve bu durum hastanın yaşamını tehdit ediyorsa, durum adli mercilere bildirilerek izin alınmalıdır. Bunun mümkün olmaması durumunda, hekim başka bir meslektaşına danışma- ya çalışır ya da yalnızca yaşamı kurtarmaya yönelik girişimlerde bulunur. Acil durumlarda müdahale etmek hekimin takdirindedir. Tedavisi yasalarla zorunlu kılınan hastalıklar toplum sağlığını tehdit ettiği için hasta veya yasal temsilcisinin aydınlatılmış onamı alınmasa da gerekli tedavi yapılır. Hasta vermiş olduğu aydınlatılmış onamı dilediği zaman geri alabilir.” (https:// www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&id=65&Itemid=31) (sgt: 11.04.2021) 47 Sibel İnceoğlu, Ölme Hakkı, İstanbul 1999, s. 160. 48 Sevinç, s. 121. 49 Koca/Üzülmez, s. 293. 50 Toroslu, s, 190. Örneğin organ nakli için gereken rızanın geçerliliği, 29.05.1979 tarih ve 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun” ile belirlenen şartlara uygun olmasına bağlıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1