Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

16 Etik ile Hukuk Sarkacında Açlık Grevi masına gerek bulunmadığı gibi bir anlayışa kapılmak doğru değildir, mümkün mertebe rıza aranmalıdır. 59 Hastanın tedaviyi açıkça reddet- tiği hallerde “tıbbi zorunluluk” bulunduğu gerekçesiyle kişinin vücut bütünlüğü ihlal edilmemelidir. 60 III- AÇLIK GREVİNE TIBBİ MÜDAHALE A. Özgür Bireylerin Açlık Grevine Tıbbi Müdahale Özgür bir kişinin açlık grevine müdahaleyi meşru kabul eden gö- rüşün dayanak noktası, yaşam hakkının vazgeçilemeyecek bir temel hak olması, bu hakkın aynı zamanda aile ve topluma karşı sorumlu- lukları da içermesidir. 61 Bu çerçevede, Anayasa’nın 12/1. maddesi 62 esas alınmakta, buna bağlı olarak Anayasa’nın 17. maddesinde ya- şama hakkıyla birlikte hükme bağlanan maddî varlığı koruma ve ge- liştirme hakkının devredilmez ve vazgeçilmez olmasına dikkat çekil- mektedir. 63 Bu durumda kişinin kendisine kalıcı zarar vererek maddi varlığını zedelemesi, tehlikeye sokması ya da büsbütün sonlandırması Anayasa’nın 12. ve 17. maddelerine aykırı olacaktır. Söz konusu yak- laşıma göre, açlık grevinin meşruiyeti kalıcı zarar doğma tehlikesine kadardır, 64 bu andan itibaren eylem haklılığını (düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini) kaybedecektir. Öyle ki açlık grevi hakkın kötüye kullanımı olarak görüldüğünde, müdahale için sağlığın kritik eşiğe dayanması bile şart olmayacaktır. 65 59 Erman, “Türk Hukukunda…”, s. 33. 60 Ümit, s. 209. Bu konuda, kan naklini inançları gereği reddeden Yehova Şahitleri adlı dini gruba dair çarpıcı örnekler bulunmaktadır. Örneğin İngiltere’de yaşa- nan bir olayda Emma Gough, yaptığı doğumun hemen ardından kan kaybetmeye başlayınca, kanamayı durdurmaya çalışan doktorlar, acil kan nakline karar ver- mişlerdir. İnancı nedeniyle kan naklini kabul etmeyen kadın, nakil için gerekli bilgi formunda yer alan “Kan verilmesini istemiyorum” bölümünü işaretlemiş ve sonuçta hayatını kaybetmiştir (Aşıkoğlu, s. 340). 61 Doğan Soyaslan, “Türk Hukuk Düzeni ve Açlık Grevi Yapan Kişilere Müdahale Sorunu”, Yargıtay Dergisi, C. 16 Sayı 3, Temmuz 1990, s. 273. 62 “Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.” 63 Feyzioğlu, s. 163. 64 Feyzioğlu, s. 163. 65 Akıncı, s. 753.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1