Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

260 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nde Egemenliğin Görünümü: Anayasa Hukuku ... olmayı kabullenememişler, çoğunlukçu bir anlayışla Ada’da hakimi- yet kurmak amacıyla uluslararası topluma karşı çıkmışlardır. Bu du- rum Ada’da yaşayan Türk toplumunda Rumlara karşı bir güvensiz- lik oluşmasına sebep olmuştur. Dahası bu süreçte Ada’da Rumların Türk toplumu üzerindeki tedhiş faaliyetleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki meşru toplum tarafından kurulmuş ve uluslararasılaşmış devlet niteliğine zarar vermiştir. Kıbrıs’ta Türk toplumu üzerindeki baskıla- rın artıp bir de Yunan destekli cuntanın Kıbrıs Cumhuriyeti’nde dar- be yapması üzerine Ada’ya garantör devlet Türkiye tarafından müda- hale edilmiştir. Müdahalenin ardından önce Türkiye’nin kontrol altına aldığı ku- zey topraklarında Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur. Bu devlet, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federal devlet yapılanmasının içinde federe bir devlet olarak kurulmuş, aradan geçen 8 yıl boyunca Türk toplumu Rum tarafı ile müzakerelere devam etmiştir. Fakat BM Genel Kuru- lunda kabul edilen 13 Mayıs 1983 tarih ve 37/253 sayılı kararda Rum- ların adanın tamamında egemenlik hakkının olduğu ve işgalci güç olarak nitelendirilen Türk birliklerinin adadan çekilmesi ve KTFD’nin sona erdirilmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine, KTFD ve Türkiye, bu kararı derhal reddetmiş ve KTFD Meclisi, Kıbrıs Türklerinin self- determinasyon hakkının olduğunu ilan etmiştir. Bunun ardından da KKTC egemen bir devlet olarak kurulmuştur. KKTC’nin kurulduğu günden bu yana egemenliği konusunda çeşitli tartışmalar yapılmıştır. Bu tartışmaların odağında KKTC’nin BM üyelerinin ekseriyeti tarafından tanınmadığı, Kıbrıs’ın kuzeyin- de Türkiye’nin de facto egemenliği olduğu savları yer almaktadır. Halbuki bu iddialar her şeyden önce haklarına yalnızca Rum kesimi karşısında değil, fakat aynı dili konuştuğu, ortak pek çok noktasının bulunduğu Türkiye karşısında da sahip çıkan KKTC Türklerine hak- sızlıktır. Zira KKTC’nin bu konumu artık Rum yazarlar tarafından da görülmektedir. Dahası, Kıbrıs Türk toplumu 2004 yılında BM Ge- nel Sekreteri Kofi Annan’ın inisiyatifi ile hazırlanan Annan Planı’na referandumla “evet” demiştir. KKTC’nin kuruluş bildirisinde bu devletin başka hiçbir devletle birleşmeyeceği bildirilmiştir. Tüm bu hususlar KKTC halkının negatif egemenliğe, yani egemenliğin klasik harcı olan en üstün buyurma gücüne hukuken sahip olduğunu gös-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1