Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

17 TBB Dergisi 2021 (154) Süleyman ÖZAR Açlık grevcisine müdahaleyi hukuka aykırı bulan görüşün temelin- de ise bireysel özerklik hakkı bulunmaktadır. Bireysel özerklik hakkı, kişinin sahibi olduğu hukuki değer üzerinde özgür iradesiyle özgürce tasarrufta bulunabilmesidir. 66 Bu hak, kişinin kendi geleceğini kendisi- nin belirleme özgürlüğünü de beraberinde getirmekte; insan onurunun dokunulmazlığı ve insanın öz saygınlığı esasına dayanmaktadır. 67 Söz konusu anlayış çerçevesinde insan onuruna saygı ilkesi, devletin yaşa- mı koruma ilkesinin dahi önündedir. 68 Bu kapsamda, bir hastanın özgür iradesiyle doğal yollardan ölüme terk edilmeyi istemesi ya da hayati tehlikeye rağmen tedaviyi reddetmesi “tıbbi veto hakkı” olarak adlandı- rılmakta, bu sonuç insanın öz saygınlığı ilkesine dayandırılmaktadır. 69 Biz bu iki yaklaşımdan ikincisine, özerklik odaklı yaklaşıma hak veriyoruz. Açlık grevine belli bir aşamadan sonra müdahaleyi savu- nanların yanılgısının, bu eylemi ölüm odaklı olarak değerlendirmele- rinden kaynaklandığı düşüncesindeyiz. Halbuki süreci tersine çevir- mek her zaman mümkündür, eylemci de bu imkâna dayanmaktadır. Açlık grevcisi, kendi geleceğini belirleme hakkı çerçevesinde hareket etmekte, başkalarına zarar vermeden düşüncesini ifade aracı olarak vücudunu ve sağlığını ortaya koymaktadır. Bu durumda açlık grevine adeta acıkana kadar izin vermek, ifade hürriyetinin doğasıyla da açlık grevinin mahiyetiyle de bağdaşmamaktadır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nin 9. mad- desi, hastanın önceden açıkladığı iradesinin, sonraki evrelerde de gözetilmesi gerektiğini prensip olarak ortaya koymuştur. Artık bir hastaya dönüşen açlık grevcisi için de bu prensibin uygulanması zo- runludur. Hukuk uygulayıcısının bu Sözleşme’ye aykırı herhangi bir iç hukuk normunu görmezden gelerek Sözleşme hükümlerini uygu- laması gerekmektedir. 70 Kaldı ki, 2014 yılında değişen hükümleriyle Hasta Hakları Yönetmeliği’nde de “ tıbbi müdahale sırasında isteğini açık- layabilecek durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbî müdahale ile ilgili olarak önceden açıklamış olduğu isteklerinin göz önüne alınması” zorunlu kılınmış (m. 24/5), Sözleşme’ye paralel bir yaklaşım benimsenmiştir. 66 Aygörmez, s. 138. 67 Üstün/Uğurlubay, s. 29. 68 Akıncı, s. 754. 69 Aygörmez, s. 147. 70 Erman, “Türk Hukukunda…”, s. 35.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1