Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

30 Etik ile Hukuk Sarkacında Açlık Grevi olmadığı izahtan varestedir. O halde, ortada bir çelişme varsa bulu- şulacak ortak zemin etik değil, hukuksal alan olmalıdır. 110 Etik ilkeler hukuk kuralını değişime zorlayıcı etki gösterebilir, fakat tek başına o değişikliğin yerine geçemez. Şu durumda, bireysel özerklik odaklı yaklaşımın hayati tehlike altındaki hükümlü ve tutuklular bakımından da uygulanması hukuk ihlali olacaktır. Çünkü hukuk düzenimizde hastaya tanınan bireysel özerklik kuralına cezaevindekiler bakımından açık istisna getirilmiştir. Öbür yandan, hayati tehlikeden itibaren hükümlüye tıbbi müda- halenin meşru olması, devletin o ana kadar kayıtsız kalabileceği şek- linde anlaşılmamalıdır. Anayasa Mahkemesi ve AİHM bu eylemi ifade hürriyetinin kullanımı olarak nitelediğine göre, artık idare bu yakla- şımı süreç yönetimine yansıtmalıdır. Bu kapsamda, devletin grev sü- recini şeffaflıkla ve denetime açık bir şekilde yürütmesi gerekmekte- dir. Bağımsız gözlemci kuruluşlar ve insan hakları kurumları idare ve grevcilerle irtibata geçebilmeli, grevcinin haklı beklentilerini kamuo- yuna yansıtabilmelidir. Aynı şekilde, kamu denetçisi de hükümlünün şikâyetlerini etkin bir şekilde incelemelidir. 111 Kısaca, açlık grevinin hükümlü-tutuklu için bir ifade aracı olduğu gerçeği kabullenilmelidir. Hal böyle olunca, sadece “cezadan kurtulmak için açlık grevi yapmak” gibi durumlarla sınırlı olarak hakkın kötüye kullanılmasından söz edi- lebilecektir. 112 4. Hekimin Sorumluluğu Bir tıbbi müdahalenin tüm unsurlarını yokladığımızda, ölüm oru- cundaki hükümlüye yönelik tıbbi müdahalede aydınlatılmış onam hakkının eksik kaldığı görülmektedir. İlgilinin rızasızlığından doğan bu boşluğu yukarıda açıklandığı üzere Kanun doldurmaktadır. Hekim, hayati tehlike veya bilinç bozulması halinde CGİK’nın 82/2. maddesi gereğince grevcinin isteğine bakmaksızın tedaviye baş- lamalıdır. 113 Kritik eşiğe gelmiş hükümlüye, mevcut veya önceki açık 110 Ekici Şahin, s. 231. 111 Levy, s. 45. 112 Sevinç, s. 162. 113 İnsanın kendi geleceğini belirleme hakkının sadece özgür kişiler için değil herkes için bir hak olduğu, bu nedenle hekimin tıbbi müdahale mecburiyeti olmaması

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1