Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
91 TBB Dergisi 2021 (155) Doğan ŞENYÜZ / Recep KAPLAN atinde olsalar dahi kanun hükümlerini bir kenara bırakarak davaya Anayasa hükümlerini uygulama imkânları yoktur. Çünkü Anayasa’nın 152. maddesi gereği bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı karar- namesinin (CBK) hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraf- lardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, AYM’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bıra- kır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. AYM, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. 18 Ancak, AYM’nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Yukarıdaki anayasal hüküm gereği bir mahkeme davaya uygula- nacak bir kanun ya da CBK hükmü varsa AYM tarafından bu kanun ya da CBK hükmü iptal edilmediği müddetçe bu kanun ya da CBK’nın Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatinde olmasına rağmen kanunu ihmal ederek doğrudan Anayasa’yı uygulama yetkisine sahip değildir. Bu durum ülkemizin tercih ettiği anayasa yargısı sisteminin zorunlu bir sonucudur. Çünkü AYM’nin görev ve yetkilerini ele alan Anayasa’nın 148. maddenin birinci fıkrası uyarınca, “ Anayasa Mahkemesi, kanunla- rın, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin …Anayasaya şekil ve esas bakımın- dan uygulanmasını denetler ”. Kanunların ihmal edilmesi ve doğrudan anayasa hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bir yetki Amerikan modeli anayasa yargısının geçerli olduğu ülkelerde mümkündür. GÖZLER’in izah ettiği üzere, 19 Amerikan modeli anayasa yargısı sisteminde, yargılamayı yapan mah- 18 1961 Anayasası’nın 151. maddesinde yer alan hükümler AYM’nin Anayasa’da belirlenen süre içinde bir karar vermemesi durumunda Anayasa’ya aykırılık so- rununun derece mahkemelerince çözülmesine imkan vermekteydi. Böyle bir du- rumda idari yargı mahkemelerinin Anayasa’ya aykırı gördükleri bir kanuna uy- gun olan bir idari işlemi, işlemin dayanağını oluşturan kanunun anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edebilecekleri düşünülebilir. Ancak bu halde dahi dere- ce mahkemeleri Anayasa’ya aykırılık sorununu sadece kendi önlerindeki dava ile sınırlı olarak çözüme kavuşturabilirler. Böyle bir durumda kanunun iptali değil somut dava bakımından ihmali söz konusu olabilir. 19 Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Esasları, s. 449.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1