Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

102 Temel Haklara İlişkin Anayasal Güvencelerin Vergi Hukukundaki Güvenceleri Daraltıcı ... mercii, bireysel başvuru yolunun kullanılması halinde ise Anayasa Mahke- mesi/AİHM tarafından denetlenmesini sağlamaktadır. Kaldı ki söz konusu idari çözüm yöntemlerinden yararlanma talebinin reddedildiğini ileri süren davacının bu durumu ayrıca idari davaya konu edebileceğinde kuşku bulun- mamaktadır. Sonuç itibarıyla yargılama aşamasında yargı merciince gözetil- mesi ve gereklerine uygun şekilde yargısal tasarruflarda bulunulması gereken hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, idare tarafından idari işlemin tebliği aşamasında sağlanmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm kurulamayacağı ve yargılama aşamasında ortaya çıkan idari işlemin sebep unsurunun bildiri- mine ilişkin usule yönelik eksikliğin ise yargı mercii tarafından giderilerek davacının adil yargılanma hakkının korunabileceği açıktır. Öte yandan, Vergi Usul Kanunu›nun vergi tarhını tanımlayan 20. mad- desi ile tebliği tanımlayan 21. maddesindeki düzenlemelerden, vergi ve ceza ihbarnamelerinin tarh ve ceza kesme işlemleri olmayıp idarenin yaptığı bu iş- lemleri duyuran bildirimler olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla verginin tar- hı ve cezanın kesilmesine ilişkin idari işlemi, işlemin duyurulmasına yönelik ihbarname ile bunun tebliğinden ayrı düşünmek gerekmektedir. Tarh edilmiş verginin veya kesilmiş cezanın bildirim aracı olan ihbarnamelerde yer alması gereken hususlar Vergi Usul Kanunu›nun 35. maddesinin birinci fıkrasında on iki bent olarak sayıldıktan sonra takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re›sen takdiri gerektiren inceleme raporunun bi- rer suretinin ihbarnameye ekleneceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte, Kanun’un “Hatalı tebliğler” başlıklı 108. maddesinde ihbarnameyi hükümsüz kılan haller sınırlı olarak sayılmıştır. Bu haller ara- sında mükellef hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunun ve/veya vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi durumu bulunmamak- tadır. Bu düzenlemeler karşısında, Vergi Usul Kanunu’nun 35. maddesinde ihbarnamede yer alması gerektiği belirtilen hususlardan herhangi birinin eksik olmasının veya ihbarnamede yanlış yazılmış veyahut hiç yazılmamış olmasının, Kanun’un 108. maddesinde belirtilen hallerden birini oluşturma- mak şartıyla ihbarnameyi hükümsüz kıldığından bahsedilemeyecektir. Bu du- rumda, Vergi Usul Kanunu’nun 108. maddesinde sayılan haller arasında yer almadığından, davacılar adına düzenlenen vergi inceleme raporunun ve/veya vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi durumunun ih- barnameyi hükümsüz kılacak nitelikte esasa müessir şekil hatası oluşturduğu- nun kabulüne de imkân bulunmamaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1