Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
114 Temel Haklara İlişkin Anayasal Güvencelerin Vergi Hukukundaki Güvenceleri Daraltıcı ... gerekliliğidir. Burada amaç işleminmuhatabı olan kişiyi korumaktır ve bu amaç noktasından hareket edildiğinde gerekçe kuralına uyulmamış olması işlemi sakatlar. Bu nedenle gerekçe zorunluluğuna bağlanan idari işlemdeki gerekçenin yokluğuna bağlı sakatlık asli şekil sakatlığı olarak değerlendirilir. VUK’ta, gerekçenin işlem sebeplerini açıklama- sına ikincil değil asli bir önem ve değer verildiği görülmektedir. Vergilendirme sürecinde izlenen “usul” ne kadar önemli ise iş- lemlerin ve özellikle “tarh” ile ortaya çıkan sonucun ilgilisine iletiliş “şekil”i de o denli önemlidir. Nitekim idari işlemlerin yazılı olmasına ilişkin Anayasal 71 ve yasal ilkelerle yetinmeyen 72 kanun koyucu vergi- lendirme ile ilgili hususların ilgilisine bildirilmesini bildirim işleminin içeriğini de gösteren şekilde düzenlemiştir. 73 Kanunun vergilendirme- yi gerekçeye bağlaması diğer idari işlemlerin muhataplarına nazaran vergi mükelleflerine ek bir koruma alanı getirildiğini göstermektedir. Tarhiyatın dayanağını oluşturan raporların tarhiyat işleminin eki ola- rak ve işlemle birlikte tebliğ edilmesi işlemlerin muhatabının idareye güvenini artıracağı gibi işlemin hukuki gerekçesi hakkında gereken bilgiye sahip olunması sayesinde yargıya başvurma oranının da azala- cağı düşünülmelidir. 74 Vergi tarh ve ceza kesme işlemi kanunda nasıl düzenleneceği açıkça belirtilen VİR’e bağlanarak vergi tarhı ve ceza kesme işleminin gerekçeye dayandırılması zorunlu tutulmuştur. VUK’ta konuyla ilgili yer alan hükümler şu şekildedir. Vergi tarhları için, VUK’un 35. maddesinin ikinci fıkrası: “ Takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re’sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer sureti ihbarnameye eklenir .” Vergi cezaları için, VUK’un 366. maddesinin ikinci fıkrası “Cezayı gerektiren olayın tespitine dair tutanak sureti ile incelenme raporunun bir örneği ihbarnameye bağlanır.” . 71 Anayasa’nın 125. maddesinin üçüncü fırkası şöyledir:“İdarî işlemlere karşı açıla- cak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” 72 İYUK’un 7. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:“1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahke- melerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. 2. Bu süreler; a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, …tarihi izleyen günden başlar. 73 İl Han Özay, s. 551. 74 Turan Yıldırım, s. 242.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1