Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

133 TBB Dergisi 2021 (155) Doğan ŞENYÜZ / Recep KAPLAN Danıştay VİR’in tebliğinin zorunlu tutan VUK hükümlerine karşı Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla itiraz yolunu işletmediğine göre orta- da Anayasa’ya aykırılıkla ilgili bir tereddüt olmadığı varsayılabilir. Hal böyleyken Danıştay’ın kanuna aykırılığı açık bir işlemin adil yar- gılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı- nın unsurlarından olan silahların eşitliği ilkesi bağlamında bir değer- lendirmeye konu etmesi anlaşılamamaktadır. Danıştay bireysel idari işlemlerin temel haklara ilişkin anayasal güvencelere uygunluğunu değil idari düzenleyici işlemlere ve kanunlara uygunluğunu denet- lemekle yükümlüdür. Bir idari işlem Danıştay’ca kanuna uygun ol- makla birlikte temel haklara ilişkin anayasal güvencelere aykırı olarak değerlendiriliyorsa Danıştay’ın yapabileceği tek şey Anayasa’nın 152. maddesinde öngörülen usul çerçevesinde kanunun Anayasa’ya aykı- rılığı iddiasıyla AYM’ye itiraz yolunu işletmektir. Burada bir an için, Danıştay’ın -kararında AİHS’e atıf yaptığı da nazara alınarak- Anayasa’nın 90. maddesindeki “ Usulüne göre yürürlü- ğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla ka- nunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuş- mazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” şeklindeki hüküm çerçevesinde kanunu ihmal ederek AİHS’i ve onu yorumlama yetkisine sahip olan AİHM’in içtihatlarını uyguladığı düşünülebilir ise de böyle bir yoruma aynı AİHS’in 53. maddesindeki “Bu Sözleşme hü- kümlerinden hiçbiri, herhangi bir Yüksek Sözleşmeci Taraf’ın yasalarına ve onun taraf olduğu başka bir Sözleşme uyarınca tanınmış olabilecek insan hak- ları ve temel özgürlükleri sınırlayacak veya onları ihlal edecek biçimde yorum- lanamaz.” ş eklindeki hüküm engel oluşturur. Anayasa’nın 90. maddesi ile AİHS’in 53. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde AİHS ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabile- cek uyuşmazlıklarda bu normların hangisinde daha üst koruma stan- dardı bulunuyorsa uygulanacak olan norm da odur. Bu minvalde so- mut olayda uygulanması gereken norm VUK’un inceleme raporlarının tebliğ edilmesini gerektiren kanun hükmüdür. Kaldı ki ALGAN’ın dikkat çektiği üzere, -çalışmanın konusu bakı- mından VUK’ta- daha ileri koruma öngören standartların AİHS seviye- sine geriletilmesi kabul edilebilir bir durum da değildir. Bu bağlamda AİHS’te ve tarafı olduğumuz diğer uluslararası insan hakları anlaşma- larında öngörülen insan haklarının korunmasına ilişkin güvencelerin

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1