Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

140 Temel Haklara İlişkin Anayasal Güvencelerin Vergi Hukukundaki Güvenceleri Daraltıcı ... yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarından hangi unsura ilişkin olacağı da kararda incelenmeliydi. Kararda İYUK’un 20. maddesinden bahsedilerek “ Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davala- ra ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin veril- mesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki karar- ların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir ” hükmünün de dayanak alındığı anlaşılmaktadır. Oysa, DVDDK re’sen araştırma ilke- si ile idari işlemin unsurlarındaki eksikliği karıştırmıştır. İdari işlemin unsurlarında eksiklik varsa bunu gidermek mahkemelerin görevi de- ğildir. Mahkemeler eksikliğin tespiti halinde iptal kararı vermek duru- mundadır. Vergi mahkemeleri İYUK’un 20. maddesine dayanarak ida- reden işlemin “gerekçe” sini sunmalarını ya da işleme sonradan gerekçe tesis etmelerini isteyemez. Vergi idaresi de işlemin şekil unsurunun tamamlanmasını sağlamak maksadıyla mahkemelere vergilendirme ya da ceza kesme işleminin tesisi aşamasında mükellefe tebliğ etmedi- ği “ gerekçe ”yi gönderemez. Çünkü gerekçe işlemin şekil unsurunun bir parçasıdır. Bu nedenle gerekçe ya asıl kararın parçası olabilir ya da asıl karar metnine ekli bir metin olabilir. Eğer kanun öngördüğü halde, iş- lem bir gerekçe içermiyorsa, bu durumda bir şekil sakatlığı mevcuttur ve bu sakatlık işlemin mahkeme tarafından iptalini gerektirir. İşlemin tesisi aşamasındaki böyle bir şekil sakatlığının yargılama aşamasında telafi edilme olanağı yoktur. 116 Danıştay yerleşik içtihadında asli, esasa yönelik veya sonucu et- kileyici nitelikte olan sakatlıkları iptal nedeni olarak kabul etmekte- dir. 117 VUK’un emredici hükmü karşısında DVDDK’nın kararına konu olaydaki şekil eksikliğinin asli olduğu açıkça görülmektedir. Kanunda “…. bilir ” şeklinde takdire imkan bırakan bir ifadeye yer verilmemiştir. Emredici kelime kullanılmıştır. Bu nedenle vergi idaresine VİR’i ihbar- nameye eklememe gibi bir seçim imkânı tanınmamıştır. VİR’in ihbarname ile birlikte tebliğinin VUK’ta özel olarak dü- zenlemiş olması onun aynı zamanda asli şekil şartı olduğunu göste- rir. Kararda ülkemizde genel idari usul kodu yokken vergilendirme 116 Kemal Gözler, İdare Hukuku, Cilt I, s. 956. 117 Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 27. baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, s.218.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1