Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

5 TBB Dergisi 2021 (155) Recep DOĞAN ceza muhakemesi hukukuna ilişkin olan yakalama ( arrest ) gözaltı ( custody ) ve tutuklama ( initial and continued pre-trial detention ) kav- ramından daha geniş olacak şekilde, özel hukuka ilişkin olarak bir küçüğün eğitim amacıyla bir kurumda tutulması veya akıl hastala- rının ya da bulaşıcı hastalığa sahip olan kişilerin tedavi amacıyla bir kuruma yerleştirilmesini kapsayan tutma veya tutulma ( detention ) hallerini de düzenlemektedir. Ancak Sözleşme’nin 5. 1 (c), 5/2, 5/3 ve 5/4 maddeleri mutlak surette soruşturma sırasında tutuklanmaya, kovuşturma süresince tutukluluk halinin devamına ve tutuklu yargılanmaya ilişkindir. Bu bağlamda Sözleşme’nin 5. 1 (c) maddesinde yer alan ve Türkçe’ye “makul veya kabul edilebilir şüphe” olarak çevrilmesi gereken “ re- asonable suspicion ” deyimi, 1954 tarihli resmi çeviride “bir suç işlen- diği şüphesi doğuran makul sebep” olarak çevrilmişken, hâlihazırda AİHM’in internet sayfasında yer alan çeviride ise “kişinin bir suç iş- lediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebep” şeklinde, çevrilmiştir. Söz konusu farklar AİHM tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu davalara ilişkin olarak verilen ve Adalet Bakanlığı Uluslara- rası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı tarafından çevirisi yaptırılıp, AİHM’in içtihatlarının ya- yımlandığı veri bankasında yer alan Türkçe kararlara da yansımış bu- lunmaktadır. 9 Madde metninde yer alan “ reasonable ” kelimesinin “makul” ola- rak çevirmesi ile “inandırıcı ( convincing )” olarak çevrilmesi arasındaki farkın hâkim veya mahkeme tarafından şüpheli veya sanık hakkında yargılamanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınabilecek ted- birler için gerekli olan şüphe derecesinde farklılıklara yol açtığı, ma- kul şüphenin inandırıcı şüpheye göre daha aşağıda bir etki derecesine 9 Tutukluluk veya özgürlükten yoksun bırakılmanın “makul şüpheye” dayandırıl- ması gerektiği yönünde kararlar için bkz. Mergen ve diğerleri/Türkiye, (Başvuru no. 44062/09, 55832/09, 55834/09, 55841/09 ve 55844/09), § 46, 31 Mayıs 2016; “inandırıcı nedene” dayanması gerektiği yönündeki kararlar için bkz. Ayşe Yük- sel ve diğerleri/ Türkiye (Başvuru no. 55835/09, 55836/09 ve 55839/09), § 51, 31 Mayıs 2016; Erkenov/Türkiye, (Başvuru no.18152/11) § 18, 6 Eylül 2016; Levent Ersöz/Türkiye, Kabul edilebilirlik hakkında karar, (Başvuru no.45746/11), § 48; 17 Şubat 2015; Agit Demir/Türkiye (Başvuru no. 36475/10), § 32, 27 Şubat 2018; Şahin Alpay/Türkiye, (Başvuru no. 16538/17), § 103, 20 Mart 2018; “kabul edile- bilir şüpheye” dayanması gerektiğine dair kararlar için bkz. İrfan Güzel/Türkiye, (Başvuru no. 35285/08), § 42, 7 Şubat 2017.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1