Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
153 TBB Dergisi 2021 (155) Fatih ŞAHİN tinaden malın zilyetliği kendisine devredilmiş olan kimse olabilecek- tir. 8 Suç yükümlülük suçlarındandır. Muhafaza etmesi veya belli bir şekilde kullanması için malın zilyetliği kendisine devredilen kişinin aradaki sözleşme ilişkisinin gereklerine uygun davranması gerekir. Bu ilişkinin gereklerine aykırı olarak tasarrufta bulunulması veya devir olgusunu inkâr edilmesi yaptırıma bağlanmıştır. Dolayısıyla suç, özgü suçtur. Zira bu suçu herkes değil, sadece malın zilyetliği kendisine devredilmiş olan kişiler işleyebilir. Bu özelliği nedeniyle de suçunu iş- lenişine katılan ancak kendisine malın zilyetliği devredilmeyen diğer kişiler suç ortağı olarak cezalandırılacaktır. 9 Eşyanın maliki bu suçun faili olamaz. Zira maddede geçen “bir başkasına ait olup da” unsuru malik yönünden sağlanmayacağından malikin fail olması söz konusu olmayacaktır. Madde gerekçesinde de malikin fail olamayacağı belirtilmiştir. Doktrinde belli durumlarda malikin de suçun faili olabileceğini savunan görüşler 10 olmakla birlikte açıkladığımız nedenle bu görüşe katılmak mümkün değildir. Öğretide tartışmalı alanlardan birisi de iştirak veya müşterek mül- kiyete konu olan mallarla ilgili ortakların bu suçun faili olup olmaya- cağına ilişkindir. Tartışmaya ve görüşlere geçmeden önce kısaca işti- rak (elbirliği) ve müşterek (paylı) mülkiyetten de bahsetmek gerekir. Müşterek mülkiyet Türk Medeni Kanunu’nun 688. maddesinde paylı mülkiyet Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belir- lenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı ba- kımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredile- bilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Devamı maddelerinde malın yönetimi, kullanımı gibi hususların paydaşlarca belirlenebileceği belirtilmiştir. İştirak halinde 8 Özgenç, s.83 9 Özgenç, s.83 10 Bu görüşü savunan yazarlara göre; malın malikinin, hukuka uygun olarak zilyet- liği elinde bulunduran kişiden geçici bir süre de olsa belirli amaçla devralmışsa bu suçu işleyebilir. Örneğin, maliki olduğu arabayı bir yıllığına bir başkasına ki- ralayan malik belirli bir amaçla arabasının zilyetliğini kiracıdan almış ve bu dev- ralma amacına aykırı bir şekilde araba üzerinde tasarrufta bulunmuş veya devir olgusunu inkâr etmişse, malik olan kişi de güveni kötüye kullanma suçunun faili olabilecektir. Bkz. Veli Özer Özbek/Mehmet Nihat Kanbur/Koray Doğan/Pınar Bacaksız/İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, Anka- ra 2013, s. 643.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1